Talât Paşa’yı tarihselleştirmek

Osmanlı İttihad ve Terakki Cemiyeti liderlerinden Mehmed Talât Paşa, Berlin’de uğradığı suikast ve ağırlıklı olarak 1915 Ermeni tehciriyle ilişkisi çerçevesinde tarihselleştirilen bir siyasetçidir. Edirne’de başlayarak Selânik’e uzanan ve “İnkılâb- ı Kebîr”in hazırlanması sürecinde belirginleşen Jön Türklük serüveni üzerinde genellikle fazla durulmaz. Başka bir ifadeyle Talât Bey (Paşa), tarihçiliğin Jön Türk hareketi içinde ne düşünür, ne de eylemci olarak büyük önem atfettiği kişilerden biri değildi. Benzer şekilde kendisinin Osmanlı siyasetinde 1908 sonrasındaki yükselişi de genellikle “liyakata dayalı olmayan” bir gelişme olarak yorumlanmaktadır.

İttihad ve Terakki Cemiyeti’ni Mehmed Talât, İsmail Enver ve Ahmed Cemal Paşalar etrafında oluşan gruplaşmalara indirgemek önce dönemin popüler yazımının, daha sonra ise tarihçiliğimizin uzun süre anlamlı bulduğu bir yaklaşım olmuştur. Bu liderlerin “İnkılâb-ı Azîm”, bilhassa da Bâb-ı Âlî Baskını sonrasında örgüt içindeki etkinliklerini inkâr edebilmek mümkün değildir. Buna karşılık İttihad ve Terakki, Falih Rıfkı Atay benzeri literatinin kurguladıkları türde1 “üç paşanın adamları arasındaki çekişme” ile açıklanamayacak nitelik ve cesametteki bir yapılanmadır. Talât Paşa’nın bu örgüt içinde ne gibi bir rol oynadığı ve neden liderlik pozisyonuna yükseldiği ise tesadüflerden ziyade Jön Türk hareketi ve İttihadçılığın evrimiyle açıklanabilir.

Jön Türklük bir entelektüel hareket olarak başlamış ve gelişmiştir. 1889 yılında Mekteb-i Tıbbiye-i Şâhâne’de İttihad-ı Osmanî Cemiyeti’nin kuruluşu sonrasında farklı eğilimler taşıyan muhalifleri barındıracak bir şemsiye örgütün inşa edilmesine çalışılmıştır. Ancak 1895 yılından sonra Osmanlı İttihad ve Terakki Cemiyeti adını alacak olan örgütlenme uzun süre rejimi değiştirmek isteyen devlet adamlarının kullandığı bir araç olmanın ötesine geçememiştir.

Talat_Pasha

Benzer konular