1933 Üniversite Reformu’nda haksız yere kadro dışı bırakılan, daha önce deri hastalıkları ve Frengi Kliniği Başkanı olan Hasan Reşat (Sığındım) Bey’in (1884-1971) ismi bazı uzmanlar dışında pek hatırlanmaz. İşte 1933’te Türkiye’ye gelen ve Patoloji Anatomi Enstitüsü Direktörü Ord. Prof. Dr. Philipp Schwartz bu kaderi ilginç bir şekilde değiştirmişti. 1946 senesinde Tıp Fakültesi öğrencisi olan Prof. Dr. Suat Efe, sonraki yıllarda meşhur bir iç hastalıkları uzmanı olmuştu. Efe, Sağlık Dünyası Dergisi’ndeki bir makalesinde yaşadığı bir olayı şöyle aktarmaktadır: “1946 senesiydi. Histopatoloji kursunda mikroskoplarımıza eğilmiş Madam Rössle’nin verdiği preparatları incelemeye çalışıyorduk; o sırada kapı açıldı, içeriye ciddi çehresiyle Prof. Schwartz girdi. Kendisiyle beraber ufak tefek zeki bakışlı bir zat vardı. Salonun ortasına kadar ilerlediler ve Dr. Schwartz ‘Bayanlar, Baylar! Sizlere şimdi hiçbirinizin tanımadığı fakat hepinizin kendinize örnek almanızı gerektiren bir büyük Türk âlimini takdim ediyorum. Karşınızdaki zat, Prof. Dr. Hasan Reşat Bey’dir ve Monositer Lösemi’nin kâşifidir.’ Kısa bir açıklamadan sonra hiç unutmam sözü şöyle bağlamıştı. ‘Sizler genç ilim nesli, her şeyden önce kendi büyükleri arasında ilmî şöhrete sahip üstadlarını tanımalıdır ki ileriye güvenle bakabilsin.”
Devamı Derin Tarih Kasım Sayısında…