Zavallı Halil Kut Paşa. Tam Kûtu’l-Amâre zaferini kazandığı gün orduya yayımladığı ve “Arslanlar!” hitabıyla söze başladığı müthiş beyannamesinde bu muazzam zaferin kazanıldığı günün ordusu tarafından her sene “tes’id edileceğinden”, yani kutlanacağından emin bir edayla konuşuyordu. Ne yazık ki, zaferin güneşine doymamıza müsaade etmeyen Mütareke, yani işgal döneminde kutlanamayacaktı “Kut Bayramı”. Cumhuriyet devrinde ise sadece ordu bünyesinde, o da Kut gazileri tarafından 29 Nisanlarda anılacaktı. Zannedildiği gibi hiçbir zaman resmi bayram olarak kutlanmadı. Kûtu’l-Amâre gazileri birer ikişer bu dünyadan ellerini eteklerini çekince de bu “anma günü etkinliği” kendiliğinden bitiverdi.
İnternet allamelerine bakarsanız Kut Bayramı(!) 1952 yılında Adnan Menderes tarafından NATO’ya girişimizin bedeli olarak, İngilizlere peşkeş çekilmiş, onlara şirin gözükmek için kaldırılmış imiş! Bir tek belge, hatta gazete haberi yok kaldırıldığına dair. Kutlandığına dair de belge yok! Ama laf derseniz kamyonla…
Hem ABD’nin umurunda mıydı İngilizleri yendiğimiz zafer? Asıl dert İngilizlere düşüyordu. Onlar değil miydi 1939’da parasını ödediğimiz Muavenet-i Milliye adlı muhribimizi harpte kullanıp eskittikten sonra 1946 yılında törenle bize teslim edenler… Hem de İsmet Paşa ve Şükrü Saracoğlu’nun İstiklal madalyalarını takarak (!) katıldıkları resmî bir törenle.