İstanbul’da çalışmalarına hız veren Albert-Louis Gabriel’in seri halinde büyük eserleri çıkmaya başladı. 1931-32’de çıkan 2 ciltlik Anadolu Türk Abideleri, dev bir sentez eseri olarak yayımlandı. Bundan sonra Doğu Anadolu’da Arkeolojik Seyahatler (1940) yine 2 cilt olarak çıktı. Ardından Boğaziçi Türk Kaleleri 1943’te yayımlandı. Bu arada 1936 senesinde Frigya’da geniş bir kazı faaliyetine girişti ve kendi yönettiği enstitüde bunları yayımladı. Bu, Gabriel’in Anadolu Türk Sanatı dışında yaptığı tek büyük çalışmadır. 2. Dünya Savaşı’ndan kısa süre sonra enstitüden ayrılarak Fransa’ya döndü (1941). Aynı yıl dünyaca ünlü bir araştırma merkezi olan College de France’a İslam sanatları konusunda ders vermeye başladı. Bu büyük şeref Gabriel’in yıllar süren çalışmalarının bir nevi taçlandırılmasıdır. College de France’daki dersleri, konuşmaları gibi son derece sistematik ve ilgi çekiciydi. Öğrencilerin değil, yalnızca uzmanların devam ettiği bu yüksek düzeydeki derslere şahsen birkaç defa katıldım. Bir kere de yazar, şair ve aynı zamanda Paris’te talebe müfettişi olan Ahmet Kutsi Tecer’le birlikte gittik. Gabriel ile tanıştılar; mükemmel Fransızca bilen Tecer’le iki-üç saatlik ilginç bir sohbet oldu. Yıllar sonra Ahmet Kutsi Bey, 1956’da Gabriel Türkiye’den ayrılırken onun hakkında önemli bir makale yazmıştır.