Dünya tarihinin dönüm noktalarından biri, İngiltere kilisesinin Roma’daki Katolik kilisesinden ayrılmasıdır. Tarihteki ilk Brexit olarak da tanımlanan bu hadise İngiltere’nin 2020 yılında kıta Avrupası’ndan ayrılışıyla tekerrür etti. Uzun yıllar Avrupa’daki Katolik otoriteyle derin bir husumet yaşayan İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılma söylentileri baş gösterdiğinde Katolik Kilisesi tarafından ‘uzlaşılmış farklılık’ kavramı ortaya atıldı. 2017’de ‘Reformun 500. yılı’ kutlamalarında Martin Luther’e adanan çeşitli etkinliklerde iki tarafın da ayrılıkları aşma isteği dile getirilse de maddî sebepler İngiltere’nin Avrupa’dan ayrılmasının önüne geçemedi.
İngiltere’nin bu ilk Brexitle birlikte kıta Avrupası’ndan fikrî zeminde kopuşu ve böylelikle Apostolik yeni bir inancın doğuşu sinema tarihinde de kritik bir yere sahip. Kült filmler listelerinin değişmezi, 1966 yapımı “A Man for All Seasons” bu konuyu ele alıyor. Kısaca Thomas More’un, dönemin İngiltere kralı VIII. Henry’nin ‘İngiliz Üstünlüğü’ yasasına karşı duruşunu anlatan film, Türkçeye “Her Devrin Adamı” olarak çevrilse de aslında Thomas More’un yakın arkadaşı filozof Erasmus’un Deliliğe Övgü kitabında More’a atfettiği “omnium horarum homo”dan, yani “her mevsime dayanıklı adam”dan yola çıkılarak isimlendirilmiş. En iyi film, yönetmen, aktör ve senaryo dahil altı Akademi ödülü alan filmin başrollerinde Paul Scofield, Wendy Hiller, Robert Shaw, Orson Welles gibi dev isimler yer alıyor.
1960 yılında Robert Bolt tarafından tiyatro oyunu olarak yazılan, ardından tiyatrodan sinemaya Fred Zinnemann gibi usta bir yönetmen tarafından uyarlanan film, bugün dahi uyarlamada döneminin en iyisi olarak nitelendirilmekte. Filmde Martin Luther’in 95 Tezi’ni kilisenin kapısına asmasının ardından monarşinin siyasî olaylara yaklaşımıyla gelişen reform hareketleri ve VIII. Henry’nin çalkantılı şahsî hayatının bunlara eklenmesiyle Vatikan’dan ayrılışı anlatılıyor. Hadiseyi Tudor Hanedanı ve VIII. Henry’nin hayatı üzerinden kurgulayan yapımların aksine yazar, hukukçu, devlet adamı ve koyu bir Katolik olan Thomas More merkeze alınmış.
Filmde VIII. Henry tarafından baş danışman olarak tayin edilen, 1523’te şövalyelik nişanı alan ve Hazine Bakanlığı yapan More’un, bu görevlere gelmesinden ölümüne kadar geçen heyecan verici süreci takip ediyoruz. Kralın eşinden boşanma isteğini reddeden Vatikan’la bağlarını kopartmak istemesi ve bu olaylara Thomas More’un dahli, seyri kolay olmayan ağır bir üslupla anlatılıyor. Ancak zekice kurgulanmış diyaloglara zamanla alışan seyirci için film More’un ahlak, felsefe, inanç ve bürokrasi söylemleri ile adeta mütevazı bir kitaplık değerinde.