Hıristiyanlık tarihi ve kiliseler/mezhepler üzerinde çalışan bilim adamları, istisnasız şu klişe ezberle karşılaşırlar: Her kilise mümkün mertebe kendi kuruluşunu ve tarihini ya bir Havari’ye, ya 70’lerden birine (Havarilerin tabiinleri, şakirtleri) veya bunlarla bağlantısı olan bir Aziz’e dayandırır. Nedeni, kiliselerinin kutsiyetini öne çıkarmaktır. Bu yüzden kiliselerin bu konuda çok sayıda dinî menkıbeleri vardır. Bilimsel çalışmalar onaylamasa da kilise ve müntesiplerince bu menkıbeler akide olarak tartışılmaz! Ermenilerin Hıristiyanlığı kabulü ve Ermeni Kilisesi’nin kuruluş menkıbesi de bu çerçevede oluşmuştur. Nitekim 2001 yılında Ermeniler, Hıristiyanlığı kabul edişlerinin ve kiliselerinin kuruluşunun 1700. yılını görkemli törenlerle kutladılar. Buna göre 301 yılında hem Hıristiyanlığı kabul etmişler, hem kiliselerini kurmuşlardır. Bu menkıbevî anlayış sonucu Hıristiyanlık tarihinde ilk Hıristiyan kral Ermeni Tridates, tabii olarak ilk Hıristiyan devlet de Tridates’in yönettiği Ermeni Krallığı’dır. Hıristiyanlık ve kilise tarihlerini konu alan dönemin kaynakları bu menkıbevî iddiaları doğrulamadığı gibi, modern bilimsel çalışmalar da bu iddiaları ciddiye almamaktadır. Bu nedenle Agathangelos, Horenli Musa (Moses Khorenatsi), Buzand, Elishe gibi Ermeni yazarların eserlerindeki menkıbe kırıntıları ile Eusebius, Tertullianus, Sozomen… gibi kilise tarihçilerinin eserlerindeki zayıf atıfları burada aktararak, analiz ederek bunların tarihî ve bilimsel gerçekleri yansıtmadığını ortaya koymayı zâid ve lüzumsuz görüyorum.
Devamı Derin Tarih Kasım Sayısında…