Gazeteci Doğan Avcıoğlu, 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra darbecilerin yeni bir anayasa yapmak üzere kurduğu Kurucu Meclis’in üyelerinden biriydi. Ne var ki sonraki günlerde “yapılan darbe hedefine ulaşmadı” söylemiyle yeni darbe arayışının ve cunta gruplarının içinde yer almaya başlayacaktı. Söz konusu dönemi analiz eden Hasan Bülent Kahraman, o günlerin ruh halini şöyle özetler: 1961’den itibaren Yön dergisinde ortaya konulan Kemalizm, “Ordu olmadan Türkiye’de değişim olmaz” düşüncesine dayanıyordu. Doğan Avcıoğlu gibi bazı aydınlar “Ordu, Türkiye’de geleneksel olarak değişimin öncüsüdür. O bakımdan eğer Türkiye’de bir değişim olacaksa ordunun varlığını kaçınılmaz kabul etmek lazım” diyorlardı (Kahraman, 2010).
Başında bulunduğu Harp Okulu öğrencileri ile 1962 ve 1963’te iki defa darbeye kalkışan Albay Talat Aydemir, gizli görüşmelerde muhataplarına kalın dosyalar göstererek, “Biz 27 Mayısçılar gibi tepeden inme gelmeyeceğiz. Bütün hazırlıkları yaptık. Gün gün ne yapacağımız bellidir” şeklinde açıklamalar yapıyordu. Aydemir, kendisine bütün bu dosyaları hazırlayan Yön ve Devrim dergilerinin sahibi Doğan Avcıoğlu ile yakın temas halindeydi. Avcıoğlu, “Rejim Buhranı” başlıklı yazılarıyla çok partili hayatı kötülüyor, silahlı kuvvetleri ülkenin yegâne ilerici gücü olarak ilan ediyordu (Çavdar, 2000: 128).
Avcıoğlu’na göre 1960 Mayıs’ında iktidardan süngü zoruyla atılanlar, 1965’te büyük bir çoğunlukla karşı devrim yapmak üzere yeniden iktidara gelmişlerdi. Avcıoğlu “Türkiye’de parlamentoculuk yoluyla sağlıklı bir düzen kurulamayacağını, yeni çözümler aranması gerektiğini” savunuyor (Dursun, 2000: 111) ve “Muhafazakârlık Türkiye’nin üzerine çöreklendi. Türkiye feodal kalıntılarından kurtulamadı” diyordu (Özdemir, 1993: 243). 27 Mayıs darbesini “cici demokrasiden kurtuluş” olarak gören, gecikmiş olmasından dolayı hayıflanan Avcıoğlu, 9 Mart 1971 günü yeni bir darbe hazırlığı için Ankara’da bazı evlerde gizli cunta çalışmaları yürütüyordu.
CHP milletvekili Süleyman Genç, Avcıoğlu’ndan şöyle bahseder: “Doğan Avcıoğlu hiçbir zaman demokrat olmamıştır. 9 Mart 1971 öncesi ve sonrası hep darbecidir. O, ‘Türkiye darbeyle kurtulur’ diye düşünüyordu” (Genç, 2010). Gazeteci Kurtul Altuğ’un tabiriyle, aydınlar Türkiye’yi halkın oyuyla seçilmiş Başbakan Süleyman Demirel’e bırakmak istemiyorlardı.
Devamı Derin Tarih Mart Sayısında…