“İlk parayı Lidyalılar buldu.” Bu bilgiyi ezberlememiş olan var mı? Tarih dersini sevsin ya da sevmesin, her öğrencinin zihnine kazınmıştır deyiş yerindeyse. Evet, ilk paranın izlerine MÖ 7. yüzyılda Lidya krallığında rastlıyoruz. MÖ 5. yüzyılın sonlarına kadar bakır, gümüş ve altından darp edilirken, MÖ 7. yüzyılda bronz sikkelerin yaygınlaştığı görülür. Yazıda Müslümanların kullandığı paralar üzerinde duracağımız için Arapça kökenli “sikke” kelimesini tercih edeceğiz.
İslam devletlerinde sikkeler altın, gümüş ve bakır olarak basılırdı. Ya İslamiyetten önce? Bu dönemde Arapların İran, Roma ve Bizans sikkeleri kullandıklarını biliyoruz. Bir miskal gümüşe “dirhem”, altına “dinar”, bakıra ise “fels” diyordu Araplar. İslamiyetin ilk yıllarında sikke basılmamış, o sırada piyasada bulunan Bizans-Sâsânî sikkeleri kullanılmaya devam edilmişti. Emevîlerle birlikte Müslümanlar bu paraların benzerlerini kestirmeye başladılar. Bu yüzden Arap-Bizans, Arap- Sâsânî sikkeleri olarak adlandırıldılar.
Emevî halifesi Abdülmelik b. Mervân (680-705) devrinde üzerinde figürler bulunan Bizans-Sâsânî tipinde sikke kestirmeye son verilerek yalnızca Kur’an-ı Kerim’den ayetler bulunan yeni sikke modellerine geçildi. Abdülmelik Bizans sikkeleri karşısında İslam’ın gücünü göstermek suretiyle çığır açmış ve İslam dünyasının para hususunda Bizans’a bağımlılığını sona erdirmiştir. Abdülmelik’in para reformu İslam iktisat tarihinde altı çizilmesi gereken bir gelişme olarak öne çıkar. Bu aynı zamanda merkezî otoritenin güçlendirilmesine yönelik atılmış hayatî bir adımdı.
Devamı Derin Tarih Nisan Sayısında…