Türklerin İslamiyeti kabulünden sonra sosyal hayattaki en önemli hamlelerinden biri, kurdukları vakıflardı. Bilhassa Anadolu’da beylik ve devletlerden miras kalan hayli zengin bir vakıf geleneğine sahibiz.
Dâru’r-Râha Vakfı da bu geleneğin bayrağını taşır. Anadolu Selçuklularının inkıraza (çöküş) girdiği dönemde, Rükneddin Hattâb tarafından m. 1321’de (h. 721) Sivas’ta kurulan bu sosyal yardım vakfı, hizmet kalitesi ve kapasitesiyle diğer vakıfların daima üstünde bir görev ifa etmiştir.
Vakfı kuran ailede bilinen ilk isim Emîr Hattâb. Tarihî tespitlere göre Horasan’dan Tebriz’e, oradan da Sivas’a gelip yerleşmiş. Hz. Mevlânâ’nın yaşıtı olduğu rivayet edilen Emîr Hattâb’ın adına, Dâru’r-Râha’ya ait vakfiyenin başlarında, Rükneddin Hattâb’ın künyesi içinde rastlıyoruz: “Rükneddin Hattâb ibn Sâhib Kemâleddin Ahmed ibn Râhat ibn Hattâb.”
Ailenin kayıt altına alındığını bildiğimiz ilk üyesi Emîr Hattâb olmasına rağmen ahfadı ve kurulan vakıf oğlu “Râhat”ın ismi ile anılır: “Râhatoğulları ve Dâru’r-Râha” gibi. Râhatoğulları ailesinin bu ismi henüz bilinmeyen bir tarihte vakfın mutat işlemlerinden dolayı “Mütevellî”ye dönüşmüştü: Mütevellizâdeler. Sivas’ın sosyal tarihiyle ilgili tetkik edilmiş bütün kayıtlarda bu isim geçer. Sivas’taki bakiyeleri de hâlâ ikinci isimle anılıyor.
Emir Hattâb ve oğlu Râhat hakkında vakfiyedeki malûmatın ötesinde bir bilgi bulunmuyor. Fakat ailenin üçüncü ismi Kemâleddin Ahmed hakkında hayli bilgi mevcut. Anadolu Selçukluları zamanında devlet hizmetinde bulunduğu ve ricalden olup büyük itibar gördüğü zikredilir.
Devamı Derin Tarih Ocak Sayısında…