Diplomasi tarihi, kısaca ‘uluslararası ilişkiler tarihi’dir. Bu tarih belgelerle doludur ama özü, hükümdarların, sadrazamların, devlet başkanlarının, iktidar yürütme erkinin vb. giriştiği yahut girişmeyi tasarladığı müspet ve menfi politik olaylardır.
Bu ilişkiler diğer ilişkilere de kapı aralayarak çok yönlü bir diplomasi orta çıkarır. Osmanlı Devleti’nin modern anlamda olmasa da bu anlamda komşu devlet veya imparatorluklarla dönemin şartları içinde bir diplomasi geleneği var olmuştur. 17. yüzyıl itibarıyla, Avrupa ile savaş odaklı siyasî ilişkiler çerçevesindeki diplomatik ilişkiler de mevcut kurallar dâhilinde değil, Batı’nın Osmanlı’ya karşı yürüttüğü hasmane tutumla mücadele diplomasisi şeklinde yürümüştür.
Avrupa baskısı karşısında çıkış arayan Osmanlı’yla ilgili yeni bir gelişme de Yeni Dünya Amerika ile İngiltere aracılığıyla kurulan ticarî ilişkilerdi. Osmanlı Devleti henüz siyasî birliğini sağlamamış olan Amerika’yı ve orada cereyan eden olayları yakından takip ediyordu. 18. yüzyıla gelindiğinde Amerika’da olup bitenlerle ilgili haber akışı Avrupa merkezli idi. Örneğin 1776’da Osmanlı kamuoyu, Amerika’da vuku bulan hadiselerden Avrupa basınını takip etmek suretiyle haberdar oluyordu. Bu da ister istemez, Amerika hakkındaki kanaatlerin Avrupa ekseninde şekillenmesine yol açıyordu. Kolonilerin birleşerek İngiltere’ye savaş açması ve bağımsızlık mücadelesi vermeleriyle ilgili değerlendirmeler de Avrupa’dan gelen haberlerle sınırlı kalmıştı.
18. yüzyılın ikinci yarısında siyasî birliğini tamamlayan Amerika, dışa açılım sürecinde yayılmacılık politikaları yürütmeye başladığında, Ortadoğu’ya uzanan ilişkilerini, bölgenin en büyük gücü olan Osmanlı Devleti üzerinden tesis etmek zorundaydı. Bilhassa İngiltere aracılığıyla kurduğu ticarî bağlantılarda doğrudan Osmanlı’ya bağlı Kuzey Afrika beylerini muhatap aldı. Akdeniz’deki korsan gemileriyle sorun yaşamak istemediğinden, bir dizi antlaşma ile bölgeye ilk adımlarını attı. Böylece Amerikan yayılmacılığı, okyanus ötesinden bir devletin, diplomaside makul karşılanmayacak, sömürgeci dış politikasına imza atıyordu.