Hanım sultanlar tarafından yaptırılmış vakıfların tam teşekküllü imar edilmeleri ve her yıl akarlarının muntazaman sağlanması dikkat ve takdir edilmesi gereken bir durum. Saraya cariye olarak gelen sultanların ve sarayda doğup büyümüş padişah kızlarının bu derece teşekküllü vakıfları inşa ettirecek matematiğe ve yeri geldiğinde saltanat naibesi olarak devleti yönetebilecek derecede iyi bir siyaset bilgisine vakıf olmaları hiç şüphesiz aldıkları eğitimden kaynaklanmaktadır. Dönemin Avrupa’sında kölelere okuma yazma öğretmek yasakken ve kölesine okuma yazma öğretenler çeşitli cezalara mahkûm edilip bazen de öldürülürken Osmanlı sarayına gelen cariyeler kendi dillerini unutacak kadar Türk; dinlerini değiştirecek kadar Müslüman oluyorlardı. Güzel konuşuyor, güzel yazıyor, mutlaka bir müzik aleti çalıyor, aritmetik ve siyaset biliyor, adab-ı muaşerette yabancı elçilerin eşlerini kendilerine hayran bırakıyorlardı. Hatta 19. yüzyılda “sarayda terbiye olunmayan hiçbir yerde terbiye olmaz, saray bir ilim yuvasıdır” diye bir deyim revaçtaydı. Saraydaki cariyelerin eğitim gördüğü Duhteran-ı Hümayun ve Osmanlı tahtından geçenlere sevgilerini verip soylarını yürüten hanım sultanların harem hayatları ile aldıkları eğitim birkaç ilmî çalışma dışında ne yazık ki hâlâ tam olarak anlatılmış değil.
Devamı Derin Tarih Kasım Sayısında…