Doktora tezinizde M. Kemal Paşa’nın Millî Mücadele’nin başlangıcında Bolşevik Lenin hükümetiyle anlaştığını belirtiyorsunuz. Bu anlaşma nasıl gelişti ve sonra neden bozuldu?
Lenin ve Üçüncü Enternasyonal genel olarak Batılı kolonyalist ve emperyalist devletlere karşı yürütülen Millî Kurtuluş Mücadelelerini desteklemiştir. Mustafa Kemal her ne kadar TKP’nin (Üçüncü Enternasyonal Mensubu Mustafa Suphi liderliğindeki Türkiye Komünist Partisi) etki alanını daraltmak maksadıyla 18 Ekim 1920’de Resmî Türkiye Komünist Partisi adında bir parti kurmuşsa da, son kertede bir milliyetçidir. Yani enternasyonalist değildir ki; Lenin de bunun pekâlâ farkındadır. Sonuç olarak, Yunan-Türk Sahasının Tarihi, 1928-1973 adlı kitabımda ortaya koymuş olduğum gibi, Sovyet-Türk ilişkileri, bu ideolojik ayrımlar sebebiyle zarar görmüştü (Çerkes Ethem’in Yeşil Ordu’su, Lenin’in M. Kemal’den aldığı talimatla Resmi Türkiye Komünist Fırkası’nı Üçüncü Enternasyonale üye yapmayı amaçlayan Tevfik Rüştü (Aras) liderliğindeki misyonu Moskova’ya kabul etmemesi vb).
Rusların daha sonra Yunanlara, “Biz yanlış yaptık. M. Kemal İngilizlerle beraber hareket ediyor. Biz size destek vermek istiyoruz” dediğini söylüyorsunuz. Bu bilginin kaynağı nedir?
Sonradan kitap olarak basılan Propagande başlıklı doktora tezimde 1922 yılında Atina’ya yapılan gizli bir ziyaretten söz ediyorum. Bu ziyareti gerçekleştiren ekip, Üçüncü Enternasyonal’i ve Bolşevik Hükümeti temsilen Atina’da bulunmuş ve İsveç pasaportuyla ülkeye giriş yapmıştı. Burada zamanın Yunan Komünist Partisi sekreteri Gianis Kordatos ile bir araya gelen heyet, kendisine Moskova’nın, Yunanistan’ın Türklerle savaştan çıkması için gerekli yardımı sağlamaya hazır olduğunu, zira kendilerinin Fransız (İngiliz değil) emperyalistlerle irtibat halinde olan Mustafa Kemal’e artık güvenmediklerini söylemiştir. Kordatos, Modern Yunanistan Tarihi adlı Yunanca kitabının 5. cildinde bu olayı bizzat anlatır.