KONUŞAN: DERİN TARİH
Enerji tarihine nasıl merak saldınız? Osmanlı’da Neft ve Petrol kitabının macerası nasıl başladı?
Uzun yıllar Türkiye Petrolleri’nde petrol arama ve araştırma faaliyetlerinde bulundum. 1992-93 yıllarında ilk kez Türkiye’nin güneydoğusunda, stratigrafik birimlerin kronolojik olarak düzenlenmiş sözlüğü olan bir leksikon (sözlük) projesini başlattım. Araştırmalarım sırasında gördüm ki, o tarihe kadar Türkiye’de sadece bir leksikon vardı ve o da 1954’te yabancı bir araştırmacı tarafından hazırlanmıştı. Bu durum çok zoruma gitti. Sonuçta ülkemizin yerli kaynaklarından petrole, gaza ve kömüre önem veriyoruz. Üstelik çok iyi jeologlar yetiştiriyoruz fakat kapsamlı bir leksikonumuz yoktu.
Bu konuda araştırma yaparken ister istemez tarihle de haşır neşir oldum. Daha önce bu kayayı kim çalışmış? İlk defa kim görmüş? Nasıl adlandırmış? Onun hakkında ne düşünmüş? Bu sorular epey dikkatimi çekti. O yıllarda verileri derlemek için MTA’nın (Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü) kütüphanesine gidip gelirken tabaka adlandırmalarının tarihçesiyle birlikte bu işleri yürüten insanların ve sosyo-ekonomik boyutunun da incelenmesi gerektiğini düşündüm. Bunun üzerine Osmanlı Arşivleri’nden derlediğim belgelere oradaki eserlerden topladıklarımı da katarak Osmanlı’da Neft ve Petrol kitabını kaleme aldım. 1992’de başladığım kitabın yazma aşaması 13 yıl sürdü.
Petrolden önce neftin kullanıldığından bahsediyorsunuz. Hangi alanlarda kullanılıyordu?
Neft çok uzun zamandan beri biliniyor. Belki 6,000-7,000 yıldır… MÖ 5,000’li yıllarda Sümerler ve Akadların nefti kullandığına dair belgeler var. En çok kullanılan alan da tıp. Bazı hastalıkların tedavisi için elzemdi. Ayrıca zift yapımında ve gemilerin kalafatlanmasında kullanılıyor. Sonra inşaatlarda, köprülerde, binalarda harcın içine karıştırılıyor. Yakıt olarak kullanılması ise çok sonraları.
Neft hemen her ülkede kullanılmaktaydı. Özellikle bu coğrafyada Osmanlı, İran, Rusya tarafından… O zaman jeoloji bilgisi yetersiz olduğu ve teknoloji de müsait olmadığı için petrolün kendiliğinden yeryüzüne çıkanlarından ve sızıntılardan ihtiyaçlar gideriliyor ya da su kuyusuna benzer şekilde kazılarak ve bezlere emdirilerek temin ediliyordu. Osmanlı dökümanlarında bu madde belirli bir süre neft olarak isimlendirilmiş. Sonraları Batılılaşma hareketlerine paralel olarak petrol ismi tercih edilmiş. Kitabımın adında “neft ve petrol” isimlerini birlikte kullanmamın nedeni de Osmanlı’da yaşanan Doğu-Batı çelişkisini vurgulamaktı.