Yeni yayınlanan Müslüman Kalarak Avrupalı Olmak-Çağdaş Türk Düşüncesinde Din Siyaset Tarih Medeniyet kitabınız üzerine konuşmak istiyoruz. Neler var bu kitapta diye başlayabilir miyiz?
Çağdaş İslâm ve çağdaş Türk düşüncesine dair yazdığım uzun makalelerin gözden geçirilmiş ve tasnif edilmiş hallerinden oluşan bir kitap bu. Sunuş’ta da söylüyorum ya, aslında 2003’te yayınlanan Din ile Modernleşme Arasında kitabının ikinci cildi denebilir. Fakat ona birinci cilt demediğimiz için bunu da farklı bir adla yayınlamak iktiza etti. Kavramlara, meselelere, fikir adamlarına ve kitaplara eğilen yazılar dört bölümde yer alıyor. Birinci bölümde İslâmcılık tarihi ve ana meseleleri tartışılıyor. Bu bölümdeki “İslâmda Ruhbanlık yok mudur?” yazısı hilafetin ve ilmiyenin, İslâmî ilimlerin otoritesinin, İslâm tarih tecrübesinin dün ve bugün nasıl, hangi argümanlarla devredışı bırakıldığına yoğunlaşıyor. İkinci bölümde tarih ve medeniyet meseleleri, ilmiye konuları ve tartışmalar var. Üçüncü bölüm felsefe ve tasavvuf bahislerine eğiliyor. Dördüncü bölümde ise üç büyük mütefekkirin, Said Halim Paşa, Elmalılı Hamdi Efendi ve Nurettin Topçu’nun entelektüel biyografileri ve görüşleri var.
Kitabın ana başlığı da dikkat çekici. Ne anlatmak istiyorsunuz bununla?
Çağdaş İslâm ve çağdaş Türk düşüncesinin, bu düşüncelerin paralelinde, önünde veya arkasında yürüyen siyasetlerin ana iddialarından biri İslâmın, Müslümanların kendileri kalarak yani Müslümanlıklarını sürdürerek yeni dünyada, modern düşüncenin ve hayatın içinde var olabilecekleri fikridir. Bu fikir bence 19. ve 20. yüzyılda en şeriatçısından en laikine kadar İslâm dünyasındaki bütün fikir akımlarının, bütün aydınların ana davalarından, üst çerçevelerinden biri, belki birincisidir. İslâmdan ve Müslümanlıktan ne anladıkları, gelecek tasavvurlarında dinin nasıl bir yer tutacağı sorularına intikal ettiğimizde elbette fikir grupları ve aydınlar arasında, bir kısmı kayda değer olan farklar vardır. Bunu da tabii görmek lazım.
Devamı Derin Tarih Şubat Sayısında…