Sultan Abdülhamid’in dış politikası denilince en çok tartışılan meselelerden biriyle başlayalım. Sultan’ın Panislamizm politikası var mıydı? Bir kesim “böyle bir politikası yoktur, el yordamıyla ilerlemiştir” derken, diğeri Panislamizmi ana politikası olarak görüyor. Ne söylemek istersiniz?
Avrupa devletlerine karşı başta Hindistan olmak üzere hâkimiyetin Müslümanların elinden alındığı ülkelerde karşılaşılan direnişlerin doğrudan İslam’dan kaynaklandığı kanaatine ulaşan sömürgeciler yeni bir İslam imajı ortaya koymuştur. Buna göre İslam; “inanç olarak ilkel, medenî hayata kapalı ve her çeşit değişime, ilerlemeye direnç gösteren vahşi bir şiddet öğretisidir.” Dolayısıyla Avrupalılar, aynı zamanda bu inanca karşı mücadele sorumluluğu taşıdıkları şeklinde bir meşruiyet arayışında olmuşlardır. Şüphesiz bunun asıl sebebi, Müslümanların nihaî noktada Batı siyaset ve ekonomisine eklemlenerek pazar oluşturacak değişime gösterdikleri direniştir. Endonezya’da Hollandalılara karşı verilen mücadele, Hindistan’da Müslümanların 1857’de büyük bir ayaklanma ile sonuçlanan direnişleri, Cezayir’de Emir Abdülkadir, Mısır’daki Albay Urâbî ve Sudan’da Mehdî Muhammed hareketleri, nihayet Türkistan ve Kafkasya’daki direnişlerin yanı sıra Osmanlı hilâfeti merkezli oluşan İttihâd-ı İslam hareketleri sömürgecilerin İslam ve Müslümanlara yönelik politikalarına mesned teşkil etmiştir.
Devamı Derin Tarih Şubat Sayısında…