Osmanlı’yla başlayalım. Osmanlı Devleti’nin bu denli etnik ve dinî çeşitliliğe sahip bir coğrafyayı uzun yıllar sorunsuz yönetmesini neye bağlıyorsunuz?
Pek çok kusuru olmakla birlikte Osmanlı İmparatorluğu’nun belki de en önemli fazileti çok etnisiteli bir imparatorluk olmasıydı. Bu imparatorluk çatısı altında yaşayan birbirinden farklı çok sayıda etnik ve dinî grup medenî ve dinî özerkliğe sahipti. Bu esnek yapı sayesinde imparatorluk sınırları içinde barışçıl bir şekilde bir arada var olabiliyordu. Fakat 19. yüzyılın sonlarında milliyetçiliğin yükselişiyle birlikte, bu farklı gruplar Osmanlı çatısı altında bir arada yaşama iradelerini terk edip kendi kaderlerini kendileri tayin etme arzusuna kapıldılar. Bu durum imparatorluk için hayatî zorlukları beraberinde getirecekti.
İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Balfour’un 1917’deki Balfour Deklarasyonu için “Filistin-İsrail çatışmalarının işaret fişeği” diyorsunuz. Bu deklarasyonun Ortadoğu’ya verdiği zararları özetleyebilir misiniz?
İngilizler 1917 yılında Balfour Deklarasyonu’nu yayınlayarak, daha önceden Şerif’e verilen ve Filistin’in de sınırlarına dâhil olduğu bağımsız bir Arap krallığı kurulması vaadinden geri adım atmış oldular. Deklarasyonda
İngilizlerin, Filistin’de “Yahudiler dışında kalan grupların” medenî ve dinî haklarına tecavüz edilmemesi şartıyla bir Yahudi devletinin kurulmasına destek vereceği söyleniyordu. Deklarasyonun yayınlandığı 1917 yılında Filistin nüfusunun %90’ını Araplar oluşturuyordu, nüfusun yalnızca %10’u Yahudi’ydi. Ne var ki İngilizler Yahudi azınlığın ulusal haklarını tanırken, ülkenin çoğunluğunu meydana getiren Arapların bu hakları kullanmalarına mani oluyordu. Dolayısıyla Balfour Deklarasyonu klasik bir sömürge dönemi belgesidir ve Arap çoğunluğun haklarını ve özlemlerini tamamıyla yok saymıştır. En başından itibaren yoğun bir Arap muhalefetiyle karşılaşmış ve bu muhalefet İngiliz mandasının sona erdiği 1948 yılına dek sürmüştür. Dolayısıyla deklarasyonun çok uzun vadeli birtakım sonuçları olmuştur: Siyonistlerin Filistin’i işgal etmeleri ve Arapların buradaki varlıklarının kademeli olarak ortadan kaldırılması sürecini başlatmıştır.