NACİ YORULMAZ: “SULTAN ABDÜLHAMİD OSMANLI SİLAH PAZARINI AVRUPALI BÜYÜK GÜÇLERİN ÇARPIŞTIĞI BİR ARENAYA ÇEVİRMEK İSTEMİŞTİ”

KONUŞAN: MİRZA MAHMUT DEMİR

 

Kitabınızda, Sultan II. Abdülhamid’in imparatorluğun silah pazarını diğer Avrupalı güçlerin birbiriyle savaşabileceği bir siyasî arena haline dönüştürme planı vardı, diyorsunuz. Nasıl hayata geçirdi bu planı?

 

II.Abdülhamid tahta çıktığında Avrupa siyasetinde ve diplomasisinde yeni yönelimler ortaya çıkmıştı. Artık yeni bir dünya, yeni bir Avrupa vardı. Sultan olduğunda, artık Osmanlı’nın yanında duran bir İngiltere yoktu. İktidar değişmiş, Türk düşmanı olan bir iktidar gelmişti. Almanya ise 1871 Prusya-Fransa Savaşı’nda birliğini Bismark’ın liderliğinde tamamlamıştı. Güçlü bir aktör olarak dünya sahasına çıkan Almanya’nın liderliğini Bismark yapmıştı. Yani artık Avrupa büyük devletler tablosunda yeni bir aktör daha vardı.

Prusya’nın Fransa’yı yenmesi ile birlikte Alman savaş doktrini, bütün dünyada galip bir doktrin olarak kabul edildi. O zamana kadar Fransa’nın hakimiyetini konuşan dünya, artık Almanya’nın yeni bir dominant güç olabileceğini gördü. Abdülhamid, bunu gören, okuyan ve bilen bir kişilik. Daha şehzadeliği döneminde dünya siyasetini yakından takip ediyordu. Böyle bir Avrupa düzleminde Balkanlar’da, Afrika’da toprağı olan ve Asya’ya uzanan bir toplumun kendisine yeni bir müttefik arama çabasına girmesi gayet tabiidir. Çünkü eski dostlar geride kalıyor ve yeni bir blok oluşuyordu. Abdülhamid bunu gördü ve ilk iş olarak, 1881 yılında Almanya’ya askerî danışman talebiyle özel kalemi diyebileceğimiz Reşid Bey ile Ali Nizami Bey’i gönderdi. Bu olay Sultan Abdülhamid’in Almanya’ya bakışı açısından çok mühimdir. Bismark bu ekibi çok sıcak karşıladı ve Osmanlı Devleti’ne hem askerî, hem de zirâî danışmanlar göndererek Avrupa’daki bu süreci takip edebilecek bir düzeye çıkartmaya çalıştı. Bunlardan en mühim olanları askerî danışmanlardı. Almanya’nın geç kalmış olduğu sömürgecilik yarışındaki boşluğu kapatmasını sağlayıp bugünlere gelmesindeki en önemli etken, silah ve savunma sanayiinin ülke dış politikasındaki belirleyici etkisiydi. Keza 1871 Prusya-Fransa Savaşı’ndaki galibiyeti getiren en önemli unsurların başında Krupp topları gelmekteydi. Yani Alman savunma sanayii, mükemmeliyetini bu savaşta ispat etmişti. Zaten ilerleyen zamanlarda Güney Amerika’dan Doğu Avrupa’ya kadar birçok ülkede Alman başarısı gerekçe gösterilerek Krupp toplarına ve Mauser silahlarına bir yönelim oldu.

Devamı Derin Tarih Kasım Sayısında… 

Benzer konular