Semavi Hoca’yla ilginç bir tanışma hikâyeniz var. Sizden dinleyelim mi?
Babamın çok yakın arkadaşı Prof. Dr. Süheyl Ünver’in muayenehanesine giderdik, Divanyolu’na. Orada Eski Şah Mahfili diye bir binanın girişinde sağ taraftaydı muayenehanesi. Babamla birlikte buranın müdavimi olmuştuk. Bir gün yine muayenehaneye gittik, 1952 yılıydı. Biz orada otururken Süheyl Bey’in yanına genç bir adam geldi, 20-25 yaşlarında. Süheyl Bey o genç adamı babama takdim etti, “Bu genç adam İstanbul minarelerini en iyi bilen, çalışan gençtir” dedi. O zamanlar ben de bu konularla ilgili olduğum için dikkatimi çekti. Zayıf, uzun boylu bir gençti. İsmini söyledi tabii fakat o zamanlar aklımda kalmamış olacak ki, seneler sonra Semavi Hoca’nın talebesi olunca anlayacaktım o gün tanıştığım kişinin onunla aynı kişi olduğunu.