İngiliz tarih yazımında Kûtu’l-Amâre Savaşı nasıl ele alınıyor?
Pek çok tarihçi Kûtu’l-Amâre kuşatmasında yaşanan başarısızlığın İngilizlerin kendilerine aşırı güvenlerinden kaynaklandığını söylüyor. Irak’ta Osmanlı kuvvetlerini çabucak alt edebileceklerine inanan İngilizler Mezopotamya harekâtı için yeterli kaynak tahsis etmemişler; haliyle birlikleri 1915 yılı sonunda Kût’ta kuşatılmış ve 1916 Nisan’ında teslim olmak zorunda kalmıştı.
Kitabımda “İngilizlerin bu harekât için tahsis edilen kaynak yetersizliğine ve Osmanlıların kabiliyet ve kararlılığına rağmen” Kût’ta yaşanan mağlubiyetin “kaçınılmaz” olmadığını gösteriyorum. Zira alınan bu yenilgi, büyük oranda Mezopotamya ordusunun ekseriyetini teşkil eden Hint askerleriyle İngiliz kumandanlar arasındaki münasebetten kaynaklanmıştı. Nitekim Townshend, Tizpon’da galibiyete oldukça yaklaşmıştı ve Kûtu’l-Amâre kuşatmasını yarmak için daha fazlasını da yapabilirdi. Fakat esas endişesi, emri altındaki Hintlilerin manevi çöküşlerine mâni olabilmekti. Dolayısıyla Hintliler arasında hissedilen hoşnutsuzluk alametlerine karşı hassastı ve onları alışık olmadıkları güçlüklere göğüs germeye ya da itikat ve perhizlerinden taviz vermeye zorlamak istememişti.