Nûreddin Mahmud Zengî’nin cesur kumandanı ve Fâtımî veziri, İslâm’ın tek kişilik ordusu olarak da tanımlayabileceğimiz Esedüddin Şîrkûh’un hikâyesi, kardeşi Necmeddin Eyyûb b. Şâzi ile Irak’a gitmeleriyle başlar. İşte kahramanca mücadelesinden bugüne kalan izler…
Selahaddin Eyyûbi’nin amcaları Esedüddin Şîrkûh ile Necmeddin Eyyûb b. Şâzi, bugünkü Erivan yakınlarındaki Duvîn şehri ahalisindendir ve aslen “er-Ravvâdiyye” adlı şerefli bir kabileye mensuptur. 12. yüzyıl başında iki kardeş Irak’a gelip Bağdâd şahnesi Mücâhidüddin’in hizmetine girdiler. Mücâhidüddin, Necmeddin’in akıllı, ileri görüşlü ve güzel ahlâklı bir insan olduğunu gördü. Necmeddin, Şîrkûh’tan büyük olduğu için onu kendisine ait olan Tekrît Kalesi’ne mustahfız (kale muhafızı) tayin etti.
Atabeg Zengî b. Aksungur, 526 (1131- 32) yılında Irak’ta Karaca es-Sâki karşısında mağlûp olunca bozgun vaziyette Tekrît’e gitmişti. Necmeddin burada ona hizmet etti; gemiler verdi ve Zengî bu gemilerle oradan Dicle’yi geçti, adamları da onu takip ettiler.
Devamı Derin Tarih Kasım Sayısında…