Kudüs’ün mukaddes örtüsünün altında hepimize yer var deyip, oradaki kardeşlerimizin ümit kıvılcımlarını diri tutabilmek, bir anlığına da olsa canlandırabilmek arzusuyla ziyaret ettiğim peygamberler şehri Kudüs, kâh müjdelerle, kâh bir asırlık esaretin mahzunluğuyla karşıladı beni. Ya ben, ben nasıl karşıladım onu? Cömert toprağına, tükenmeyen ümidine layık bir misafir olabildim mi?