“Cansever Yönetim Felsefesi”nin dört ana sütunu şunlar olmalı:
1. Dünyada hiçbir çözüm ebediyen geçerli değildir. Açık uçlu, geliştirilmeye müsait, gelecek nesillerin iradesine ipotek koymayan çözümler peşinde olun.
2. Hükmetmeye değil, ahenge önem verin. Parça-bütün ilişkisini hakkaniyetle sürdürün.
3. Halka ve halkın yaşantısına yakın durun. Mütevazı olun.
4. Adil yönetimin temeli bilgidir. Bilgisiz eylem meşru değildir.
1- Bilge mimarın kafasını ömür boyu kurcalayan önemli meselelerden biri, mağrur Fatih Camii ve külliyesinden mütevazı Beyazıt Camii ve külliyesine geçişteki esrardı. Birincisi katı, dikdörtgen, çevresine hükmeden, ilave kabul etmez emperyal bir yapı. İkincisi yumuşak, çevresiyle uyumlu, gelecek nesillerin katkılarına gülümseyen dervişane bir çözüm. Birincisi buyuruyor, ikincisi kucaklıyordu. Cansever’e göre Fatih’ten Beyazıt’a, tekebbürden tevazuya, bir defalık çözümden mütemadi çözüme uzanan köprü Şeyh Vefa Camii ve Külliyesiydi. Fatih, Şeyh Vefa’dan medreselerinin hepsinin başına geçerek ders vermesini rica etmesine rağmen o kendi küçük ortamından ayrılmıyor, önce kendi evinde tedrisatını yapıyor, sonra buna camii ve medreseyi ekliyor. Yani Şeyh Vefa’nın tesisi zaman içinde parçalar birbirine eklenerek meydana getiriliyor. “Bu, Fatih Külliyesi’ndeki karar verme sistematiğinin tam tersidir. (Orada) hükümdar yanında mimarla bir şema tayin ediyor ve o şemaya göre camii inşa ediliyor. O şemaya bir şey ekleyemiyor veya çıkaramıyorsunuz. Bu aslında geleceği dondurmaktır. Geleceğin oluşabilecek imkânlarının sizin yaptığınızdan daha iyi olması ihtimalinin olmadığını düşünmektir. Tabii bu da çok ciddi bir gururdur ve o gururun yeri yücelik değildir” (Bir Semte Vefa, Klasik Yayınları, 2009).
Devamı Derin Tarih Şubat Sayısında…