Bu dörtlük, rahmetli destan şairi Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu’nun Malazgirt Marşı’na ait. Malûmdur ki Ağustos ayı Türklerin zafer ayıdır. Malazgirt, Mohaç ve son olarak 30 Ağustos, bu zaferlerin sadece üçü. Aslında marşın sözleri bu zaferlerin “niçin” yapıldığını açıkça ortaya koyuyor. Çünkü bu zaferleri kazanmak için yapılan savaşların gayesi ya vatan elde etme/vatan kurtarma ya da en önemlisi Allah’ın dininin yayılmasıydı. Yani ilây-ı kelimetullah davası…
Nasıl ki Malazgirt Zaferi Türklere Anadolu’nun kapılarını açtıysa, 30 Ağustos Zaferi de 200 yıldır gerileyen ve büyük topraklar kaybeden, yok olma noktasına gelmiş olan bir devlet ve milletin “son vatan” kabul ettiği Anadolu topraklarında Avrupalı emperyalist güçlere ve piyonlarına “dur” dediği zaferdir. Her iki zafer de diğer zaferler gibi Allah’ın dini adına kazanılmıştır. Bu yüzdendir ki, Mondros-Lozan arası dönemde Anadolu’da verilen mücadelenin adı Mücahede-i Milliye, bilinen adıyla Millî Mücadele olmuştur. Nitekim Millî Mücadele, kim ne derse desin, ortak vatan ve ortak din adına yürütülmüş ve kazanılmıştır. Bu mücadelenin askerî anlamda zirve noktası da 30 Ağustos Zaferi’dir. Adeta köprüden önce son çıkış… Önce askerî zafer, sonra barış…