İstanbul’un bir ilçesi ile bir semtine ismini emanet bırakan Bayram Paşa, 17. yüzyılın keşfedilmesi gereken hazinelerinden biridir. Başarılı devlet adamlığı kariyeri yanında dürüst bir memur, tedbirli bir vezir, kitap meraklısı has bir aydın, medrese (okul) yaptıran bir eğitimci, kervansaray yaptıran bir imarcıdır. Onu bütün bu yönleriyle tanımak, yalnız Bayrampaşa ilçesinin isim babasını tanımak değil, aynı zamanda derinliğine tanımadığımız Osmanlı dünyasının ne nadide cevherler yetiştirdiğini de öğrenmek anlamına gelir. Bugün yapmakta olduğumuz işlere geçmişin penceresinden seslendiğini duyarız Paşamızın.
Doğum tarihi bilinmeyen Bayram Paşa, aslen Amasya’nın Ladik ilçesinden olup babasının adı Kurt Ağa’dır. İstanbul’un Davutpaşa semtinde dünyaya gelmiştir.
Yeniçeri Ocağına ‘nefer’ olarak girdiğini ve ocakta yetişerek 1622 yılında turnacıbaşılığa, 1623 yılında ise zağarcıbaşılığa kadar yükseldiğini biliyoruz.
Önce yeni yapılacak kadırgaların inşasına nezare etmekle görevlendirilen Bayram Ağa, aynı yıl içinde yeniçeri kul kethüdalığına getirildi, kısa bir süre sonra ise Sultan I. Ahmed’in kızı Hanzade Sultan’la evlendi, böylece “damad-ı şehriyari” oldu. Hanzade Sultan, Beyazıt’taki bugünkü İstanbul Üniversitesi merkez binasının içinde bulunan Eski Saray’da kalıyordu. Düğün alayı, geleneğe uygun olarak kızı Beyazıt’tan alıp Bayram Ağa’ya tahsis edilen Ayasofya ile Cankurtaran semti arasındaki saraya götürmüştür.