Donanma envanterine 20. yüzyılın başında girmeye başlayan denizaltıların deniz muharebelerinde de yerini aldığını biliyoruz. İlk başlarda muharebe güçleri olmadığı için daha çok istihbarat ve keşif hareketlerinde kullanılmış, teknolojileri ve kapasiteleri arttıkça donanmalarda daha fazla yer almışlardır. Cihan Harbi başladığında İngilizler 77, Fransızlar 45, Almanlar 29 denizaltıya sahipti. Osmanlı Devleti’nde kullanıma hazır sadece bir denizaltı, belgelerdeki ismiyle “tahtelbahir” bulunuyordu.
Osmanlı Devleti’nin silahlı tarafsızlık döneminde İngiliz ve Fransız güçlerinden oluşan İtilaf donanması Akdeniz sularında devriye gezmeye çoktan başlamıştı. Adalar Denizini üs olarak seçen İtilaf filosunda az sayıda denizaltı bulunuyordu. Savaş yeni cephelere yayıldıkça ve sefer kararı belirginleştikçe filonun Çanakkale Boğazı önündeki faaliyetleri artmaya başladı. 3 Kasım 1914’teki ilk gösteri atışından sonra denizaltılar Boğaz önlerinde görünecekti. Boğaz’a ilk yönelen, Fransızlara ait Faraday denizaltısı olmuştu. Bu dönemde onlara verilen görev Boğaz’ı abluka altında tutmak, Yavuz ve Midilli’nin Ege’ye çıkışına engel olmaktı.