CIA destekli darbeler çağı, dramatik bir olayla başladı: Amerikalı bir General İran’a gider ve burada “eski dostlarla” bir araya gelir. Birkaç gün sonra Şah, Başbakan Muhammed Musaddık’ın istifasını ister. İran Ordusu başlangıçta kararsız kalır; devamında Musaddık’ın destekçilerine peşkeş çekilmek ve sokaklara yayılan protestoları finanse etmek üzere milyonlarca dolarlık kaynak Tahran’a aktarılır. Güç dengesinin değiştiğini gören ordu, hayatının geri kalanını tutsak geçirecek olan Başbakanı tutuklar. CIA tarihine ilişkin bir metinde ortaya konulduğu üzere bu “başından sonuna bir Amerikan operasyonu”ydu. Bu darbe aynı zamanda, 20. yüzyılın ikinci yarısında dünyanın pek çok yerinde gerçekleşecek darbeler zincirinin bir halkasıydı.
Evet, artık İran’da 1953 yılında gerçekleştirilen darbenin ardında Amerikan Merkezi Haber Alma Teşkilatı’nın (CIA) bulunduğunu resmen biliyoruz.
Bazısı diktatör, bazısı ise seçimle iş başına gelmiş olan birçok ülke lideri, kendilerini ABD ve Sovyetler Birliği arasındaki Soğuk Savaş’ın ortasında bulmuştur. İki süper gücün arasında kalan bu liderler, bunun bedelini bazı durumlarda makamlarıyla, bazı durumlarda ise hayatlarıyla ödediler. Zira CIA bu devletlerin başına “kendi adamlarını” getirdi. ABD hükümeti sonraki yıllarda bu tür gizli planları hayata geçirdiğini kabul etti. Hatta CIA, 1953 darbesinde oynadığı rolü daha yeni üstlendi. Bahsi geçen diğer vakalarda ise CIA’nın dahline ilişkin resmî bir bilgi olmamakla birlikte kuvvetli şüpheler bulunuyor.
Devamı Derin Tarih Ekim Sayısında…