MÖ 3000 yılına tarihlendirilen bakırdan yapılmış küpe ve diğer süs eşyaları Orta Asya’da yapılan arkeolojik kazılarda bulunmuştur. Bundan 2500 yıl sonrasına, MÖ 500 yılına ait Altın Adam heykeli ise Kazakistan’ın Alma Ata şehrinde bulunmuştur. Altın elbise, Esik kurganı adı verilen kurgandaki 23 yaşında bir prense ait olan altın zırh parçalarından oluşur, başlığı ok ve tuğlarla süslüdür.
Bundan başka, Çin Seddi sınırında Hun (MÖ 220-46) savaşçılarına ait olan ve ‘kurgan’ adı verilen mezarlarda çok sayıda metal takı bulunmuştur. Balıksırtı süslemeli plakalar Hun sanatının karakteristik özelliklerindendir. Hun kılıçlarının kabzalarında hayvan figürleri görülür. Kılıçların üzerindeki necef, akik ve kehribar taşları itina ile tıraşlıdır.
Hunlar ve Göktürkler (552-745) Tanrı dağlarında Kaşgar-Kuça bölgesinde altın, gümüş, bakır, kurşun ve kükürt madenlerini, Hazarlar (630-1030) ise Kafkaslardaki altın ve gümüş madenlerini işletmiştir.
Göktürk yazıtlarında altın zenginlik sembolüdür. “Sarı altın, beyaz gümüş” yazıtlarda sıkça geçen bir ifadedir. Mesela Bilge Kağan yazıtında Türk milletinin refahını artırıp zenginleştirdiğini belirtmek için “sarı altın, beyaz gümüş” kazandığı yazılıdır. Eski Türk yazıtlarında altın para, mal ve servet olarak görülmekte, büyük değer verilmektedir. Altın-Otağ tabiri hakan çadırı için kullanılır. Hakanın tahtı ve devleti temsil eden tuğların başı da altından yapılmıştır. Tuğ Türklere ait bir sembol olup Arap ve Bizanslılarda görülmez. Avarlar (6-9. yy) Avrupa’da Tuna nehri civarında hüküm sürmüş; 599’da Bizans’tan aldıkları vergi 80 bin altından 100 bin altına çıkmıştır.