1821-80 yılları arasında çoğunluğunu Avrupalıların oluşturduğu 11-12 milyon insan “yeni dünya” olarak da isimlendirilen deniz aşırı ülkelere göç etmiş; göçmenlerin %85’i Amerika kıtasının muhtelif bölgelerine yerleşmişti. Rahmetli Kemal Karpat’ın bir araştırmasına göre 1860-1914 yılları arasında 1 milyon 200 bin Osmanlı tebaası Amerika’ya göçmüştü ve bunların yarısını Suriye ve Lübnanlılar teşkil ediyordu. Bu dönemde Osmanlı ülkesinden Amerika’ya göç her geçen yıl biraz daha artıyordu. Resmî kayıtlara göre 1890’da 2.176 olan göçmen sayısı 1891’de 3.957 ve 1892 Haziran ayı sonu itibariyle 6.335 olarak gerçekleşmişti. Osmanlı tebaasının Güney Amerika’ya ilk ciddi göçü ise 1870’li yıllarda Arjantin’e olmuş ve artarak devam etmişti. Başta Arjantin ve Brezilya olmak üzere Kolombiya, Şili, Küba, Haiti gibi ülkelerde ve kuzeyde Meksika’da çok sayıda Ortadoğu kökenli göçmen yaşamakta1; bunlar, göçerken ve göçmenliklerinin ilk yıllarında Osmanlı tebaası oldukları, bir başka ifade ile Osmanlı pasaportu taşıdıkları için din ve milliyetlerine bakılmadan “El-Turco” olarak adlandırılmaktadırlar. Birçoğu yerleştikleri devletlerin iktisadî ve siyasî hayatlarında öncü rol oynayan El-Turcolar, başlangıçta yerlilere ve siyahîlere benzeyen bir kategoride kabul görmeseler de “beyaz” olarak da kabul edilmemişlerdi.
Devamı Derin Tarih Nisan Sayısında…