Osmanlı tarihine dair vazife, mahiyet ve akıbetleri her dem merak edilen fakat tam olarak idrak edilemeyen zümrelerin başında gelir harem ağaları. Kendilerini kısaca tanıtmaya çalışalım.
Habeşistan ve Orta Afrika’da dünyaya gelen siyahî çocuklar küçük yaştayken umumiyetle hadım edilir, sonra da köle tüccarlarının eline geçerlerdi. Mısır, Kuzey Afrika, Endülüs gibi yerlerde idarecilik ve kumandanlık gibi görevlerde bulunanları olmakla birlikte çoğu hiçbir hukukî hakkı olmaksızın yaşardı. Osmanlı sarayına gelenlerin ise akıbetleri değişir; cihan devleti onlara ikbal kapılarını açardı. Saray sadece gündelik hayatlarında huzur ve konfor bulacakları bir yer değil, aynı zamanda ilim yuvası ve ahiretlerini kazanabilecekleri bir dünya mescidi halini alırdı.
Osmanlı’ya esir düşerek yolları sarayla kesişenler “Ağa” namıyla anılırlar; belirli eğitimlerden geçerek Dârüssaâde Ağalığına yükselenler ise teşrifatta, idarî işlerde en yetkili kişiler olan Sadrazam ve Şeyhülislamdan sonra gelirlerdi. Serüvenleri Ağalar Ocağı’na getirilerek başlar, daha önce saraya gelmiş olan siyahî hadım ağaları tarafından yetiştirilirlerdi. Enderun Mektebindeki eğitimlerine evvela Türkçe öğrenmekle başlayan siyahî çocuklara genellikle sümbül, karanfil gibi çiçek isimleri verilirdi.
Devamı Derin Tarih Mart Sayısında…