Osmanlı Devleti’nde padişahlar Atmeydanı’nda düzenlenen düğün ve sünnet merasimleri ile çeşitli sebeplerle yapılan kutlamaların dışında ancak Cuma selamlığında ve tebdil-i kıyafet düzenlenen geziler sırasında halkla birebir muhatap olurlardı. Taşradaki halkın padişahla irtibat kurması ise ancak yazışmalarla mümkün olmuştur.
Padişahlar saraydan sadece sefer ve av amacı ile çıkarlardı. 600 yıllık Osmanlı tarihinde saraydan sadece seyahat etmek ve tebaasını görmek amacıyla çıkan ilk padişah II. Mahmud olmuştur. 1830-39 yılları arasında beş defa memleket gezisine çıkmış, bu durum sonraki padişahlara da örnek olmuştur: oğlu Abdülaziz ilk defa Avrupa seyahati yapan padişahtır. Peki, Sultan II. Mahmud kendisine kadarki 5 asırlık devlet teamülünde mevcut olmayan böyle radikal bir kararı nasıl vermiştir?
Bu seyahatleri Habermas’ın “kamusal alan” görüşü çerçevesinde değerlendirmek mümkün. II. Mahmud bu geziler sırasında tebaasını kuşatan bir kamusal alan oluşturmaya çalışarak mevcut ayrılıkçı fikirlere ve sosyo-ekonomik krizlere karşı toplumsal bir birliktelik inşa etmeyi amaçlamıştır.
Seyahatlerinin Balkan coğrafyasına yoğunlaştırması da bu açıdan oldukça manidardır. Geziler sırasında memleketin durumunu bizzat gözlemleme imkanı bulmuş, din ayırt etmeksizin bütün tebaasının arzu ve şikayetlerini dinlemiş, muhtaçlara yardım etmiş, bölgede görev yapan devlet adamlarını denetlemiştir. Ayrıca bu gezilerle, gerçekleştirilen reform hareketlerinin halk üzerindeki tesirini saptamak istemiş, imar faaliyetleri ve tersane inşaatlarını incelemiş, önemli şahsiyetlerinin kabirlerini ziyaret etmiştir. Gezi programları ile padişahın gücünün ve Devlet-i Aliyye’nin ihtişamının gösterilmek istendiğini de söyleyebiliriz. Padişahla birlikte iki geziye katılan vakanüvis Sahhaflar Şeyhizâde Mehmed Esad Efendi’nin eserlerinden gelişmeleri günbegün takip etmek mümkündür.
Sultan II. Mahmud seyahatlerinden ilkini 9-30 Aralık 1830 tarihinde Büyükçekmece’ye gerçekleştirdi. Oradan Tekirdağ’a geçen padişah burada bir gece konakladı. Halkın sorunlarını dinledi, vakit bulunca avlandı. 33 gün süren ikinci seyahatini 3 Haziran 1831’de Çanakkale ve Edirne’ye yaptı. Çanakkale’nin Gelibolu vilayetinde Yazıcıoğlu Mehmed, Ahmed Bican’ın ve Balkan Fatihi Süleyman Paşa’nın kabirlerini ziyaret ederek Kur’an-ı Kerim okutturdu. Fakir fukaraya ve gayrimüslim tebaaya ihsanda bulunarak gönüllerini kazanmaya çalıştı. Ayrıca Gelibolu Mevlevihanesine misafir olarak ibadete iştirak etmiştir. Daha sonra bölgedeki tutukluların ve sürgünle cezalandırılan kişilerin suçlarını bağışladı.
Devamı Derin Tarih Şubat Sayısında…