1820 yılında Sultan Mehmed/Fatih suhtelerinden 15 “yobaz” Balat kolluğunun önünden geçerek Eğrikapı’ya çıkmış ve oradan Yazılı Medrese’ye varıp orada meskûn olan talebeyle alaylı şekilde konuşup dedikodu yaptıktan sonra Fatih’e geri dönmüştü. Bazılarında silah olduğu tebdiller vasıtasıyla haber alınmış ve bu husus Şeyhülislam’a bildirilmişti. Mevzudan kendisinin de haberi olduğu anlaşılan Şeyhülislam bazı hocaları çağırarak tembih edeceğini ifade etmişti. Şeyhülislam Mekkizade Mustafa Asım Efendi ders vekili ile beş hoca efendiyi nezdine çağırarak “hilâf-ı ahd suhteler harekâta başlamışlar, bu ne keyfiyettir? Talebe-i ulûm olan kimesnelerin koynunda kitabı olur, silahı olmaz. Efâl-i şenî‘aya şüru edip müsellah bulunan, talebe-i ulûmdan değildir. O makûleleri zâbitâna ahz edip kapıya getirdiklerine ben istishâb etmem varın iktizâ edenlere tekîd ve teşdîd ederek tenbîh edin” demiştir.1 Vakayı araştıran Şeyhülislam suhtelerden Akşehirli Mehmed Efendi ve Karasulu Seyyid Mehmed Efendi’nin sorumlular olduğunu anlamıştı.
Devamı Derin Tarih Ekim Sayısında…