İyi bir dinleyici olan Mehmet Âkif ilk gençlik yıllarından itibaren mûsikî meclislerine devam etmiş ve kulak dolgunluğu edinmiştir. Aynı zamanda mûsikî zevkinin gelişmesine ve çeşitlenmesine sebep olan bu dönemde birçok eseri meşk ederek öğrenmeye çalışmış, bu sayede ciddi bir repertuara sahip olmayı başarmıştır. Âkif’in mûsikî yolculuğunun en keskin durağı hiç şüphesiz Neyzen Tevfik olacaktır. Âkif bu genç medrese talebesine Arapça, Farsça ve Fransızca dersleri vermeye başlar; Neyzen Tevfik ise hocası Âkif’e ney dersleri verir. Mehmed Âkif’in şair olarak tanınması ile edebiyat ve mûsikî muhitlerindeki çevresi daha da genişler. Eserlerinin birçok mısraı çeşitli formlarda bestelenecek ve o, bir güftekâr ve mûsikîşinâs olarak da mûsikî tarihimizde yerini alacaktır.
Devamı Derin Tarih Şubat Sayısında…