İttihat ve Terakki’nin 28 Eylül 1916 tarihinde gerçekleşen 7. Kongresi’nde “Bir devlet hem İslâmî hem de çağdaş olabilir mi?” sorusu da gündeme gelir. Ziya Gökalp’in görüşleri etrafında ‘hem İslâmî hem modern’ olunabileceği hususunda uzlaşılır ve Meşihat ile ilgili düzenlemelere gidilir. Yaklaşık iki yıl sonra bugünün Diyanet İşleri Başkanlığı’na benzer bir müessese olarak kurulacak olan Dârü’l-Hikmeti’l-İslâmiyye’nin temelleri bu kongrede atılmıştır. Her ne kadar ömrü kısa olsa da, “İslâm’ı savunmak” gibi büyük yükleri üstlenmiş olan bu müessese, Osmanlı son dönemini anlamak için kayda değer bir örnek olarak karşımızda duruyor.
Devamı Derin Tarih Eylül Sayısında…