Osmanlı Devleti’nde 17. yüzyıldan Sultan III. Selim’e kadar devam eden toprak kayıpları reform hareketlerine duyulan ihtiyacı arttırdı ve orduda ıslah çalışmalarına başlandı. Her yeni zaferle birlikte yayılma alanı genişlerken, gelir ve masraf planlamasına yönelik bir düşünce oluşmamıştı. Toprak kayıpları başlamadan önce Osmanlı Devleti’nin benimseyip uygulamakta asla tereddüt etmediği ekonomi politikası “sikke tağşişi”, yani paranın ağırlığının düşürülmesi idi. Bu usul, iktisadî bunalım yaşanan dönemlerde başvurulan ilk çözüm basamağıydı. Klasik iktisadî yapıyı korumaya duyulan ihtiyaç devlet kademesini “gelir artırma, bütçe ve denge” gibi birtakım iktisadî kavramlar üzerinde düşünmeye itti.
Osmanlı insanının ticarete ve iktisadî hayata yaklaşımı anti-merkantilist düşüncenin mahsulüydü. Sultan III. Selim’in Batı’ya açılma teşebbüsleriyle birlikte modern iktisadî düşünce sisteminin zemini oluşturulmaya başlandı. Onun saltanatında kadim Osmanlı klasik iktisat düşüncesinin yanı sıra, Batı’da merkantilizmden beri üretilen iktisadî fikirlerin kendisine yer bulmaya başladığı görülür. Avrupa’ya yakınlaşma süreci, Osmanlı Devleti’nin ticaret kanalını sürekli açık tutma yönündeki isteğini gözler önüne sermektedir.
Devamı Derin Tarih Şubat Sayısında…