Âdet olduğu üzere saat 13:00’te başlayacak ayin için cemaat mensupları Demir Kilise ve bahçesinde toplanmışlardır. Paskalya ayininin yapılmasına bir saatten az bir vakit vardır. Rum Patrikhanesi’nin ayini yönetmesi için hak hukuk tanımadan görevlendirdiği Rum Metropolit Yakovos (Haralambos Sofroniadis) yanında Bulgar Kiliseleri Vakfı Başkan Yardımcısı ve kilisenin koro şefi Kiryako Liaje ile beraber demir kilisenin bahçesinde belirir. Önceki gece cereyan eden tatsız hadiselerin menfi tesirleri bütün simalardan okunabilmektedir. Kilisesini helenizme teslim etmemekte kararlı olan Papaz Konstantin Kostof ve onu mücadelesinde bir gün bile yalnız bırakmayan Bojidar Çipof ise birazdan yaşanacaklara hazır ve kendilerinden emin bir tavırla şekilde beklemektedirler. Yakovos ve Liaje’nin tedirgin bakışları arasında Çipof son ihtarını yapar. Yapacakları hukuka aykırı her fiilin adalet önünde hesabının sorulacağını söylese de onlar bildiklerini -ya da muhtemelen aldıkları talimat mucibince görevlerini- yapmaktan geri durmayacaklardır.
Kilise içinde Kostof ve Yakovos arasında arada Liaje ve Çipof’un da müdahil olduğu tartışmalar sonuç vermez ve herkes bildiğini okumaya başlar. Kostof cemaate durumu münasip bir lisan ile anlatarak ayini başlatır ve Bulgar Kilisesinde Rumca ayin okutulmasına tahammül edemeyecek olan cemaat mensuplarını kendi hitabının ardından kiliseyi terk etmeye davet eder. Böylece Rumlar boş sandalyelerle ve duvarlarla ayin yapacaklardır. Cemaatin kahir ekseriyeti bu çağrıya kulak verir. Ancak hadise artık öyle bir hal alır ki Güvenlik Şube Müdürlüğü’ne bilgi verilir. Müdürlük bir başkomiser ve üç polis memurunu kiliseye gönderir. Polisler “olay yeri”ne intikal ettiklerinde ayine başlandığından cemaat ileri gelenlerinin de ricasıyla Rumlara karşı herhangi bir müdahalede bulunmazlar. Ancak Bizans oyunlarını çok iyi bilen Çipof’un tedbirli davranıp zabıt tutturması hem Rumlara hem de Bulgar Kiliseleri Vakfı’nın onlarla işbirliği yapan bazı üyelerine hiç hesap etmedikleri acı bir tecrübe yaşatacaktı.
Olaylı ayinden sonra Bulgarlar da Rumlar da gergin bir şekilde kiliseden ayrıldı. Çipof 18 Nisan 1996 tarihinde Fatih Cumhuriyet Başsavcılığına dilekçe vererek hukuk tanımaz Helenistleri hukukla tanıştıracak adımı attı. Dönemin hızlı savcılarından Çayhan Ülgen -Süleyman Mercümek davasından hatırlayacaksınız- dosyayı 5 Temmuz Cuma günü Kiryako Liaje ve Haralambos Sofroniadis’i, din hürriyetine engel olmak ve din hürriyetine engel olmaya azmettirmek suçlarından Fatih 3. Asliye Ceza Mahkemesi’ne sevk etti. Bu adım ilerde bir Yargıtay İçtihadı haline gelecek olan “Paskalya Davası”nın başlangıcı oldu.
Bütün bu mahkeme işleri Rum Patrikhanesindekilerin canını bir hayli sıktı. Bartholomeos Kostof’u devre dışı bırakmak için başka yollar aramaya başladı. Bulgaristan’a giderek kendisine sadakatinden şüphe duymadığı Bulgar Patrik Maksim’le bir görüşme gerçekleştirdi. Bu ziyaretin üzerinden çok geçmeden Maksim “ekümenik” Patrik Bartholomeos’tan Demir Kilise’ye bir papaz tayin etmesini rica etti. Kim bilir belki Maksim’den yeni bir papaz atanmasını rica etmesi Bartholomeos’un ricası üzerine olmuştur.
Bu iş papazlar arasında da kalmadı. İşin içine rical-i devlet de dahil oldu, ajanlar da. Masonlar da girdi devreye, diplomatlar da. Ama ne Kostof pes etti ne de Çipof.
Devamı Derin Tarih Eylül Sayısında…