Sultan II. Abdülhamid’in 31 Mart Vakası ve sonrasındaki hadiseler üzerine tahttan indirildiği yazılsa da işin perde arkası çok farklı. Sultan’ın 34 yıllık saltanatında izlediği siyaset ve düvel-i muazzamaya karşı uyguladığı politikalar tahttan indirilmesine gidecek süreci başlatmıştı.
Aslında 1876’da tahta geçerken bile nasıl bir siyaset güdeceğinin sinyallerini -anlayabilenlere- vermişti. Meşrutiyet’in ilanını kabul etmiş, ilk etapta pasif bir padişah görünümü çizmişti. Devlet-i Aliyye’nin içinde bulunduğu sıkıntılı süreçten çıkabilmesi için o günlerde böyle davranmak gerekliydi. Ancak Sultan’ın kafasında tasarladığı Osmanlı Devleti, bir ucu Japonya’ya, diğer ucu Atlas Okyanusu’na uzanan bir nüfuz alanına sahipti. Ayrıca İslam Halifesi olmasının da bir gereğiydi.
27 Nisan 1909 günü hazırlanan hal’ fetvasındaki sebepler baştan sona düzmecedir. Sultan’ın Osmanlı Devleti’nin bekası ve İslam dünyasının sömürgeci devletlerden kurtulabilmesi için gerçekleştirdiği ve tahttan indirilmesinin yolunu açan birçok faaliyeti hal’ ilanının arkasındaki asıl sebeplerdir. Bunlardan fazlaca üzerinde durulmayan 4 gerekçe bile Batılı devletlerin gözünde Sultan II. Abdülhamid’in tahttan indirilmesi için yeter sebeptir. Çünkü Sultan’ın bugün bile bazı ayrıntılarını çözemediğimiz projeleri, çalışmaları ve cihanşümul siyaseti başarıya ulaştığı takdirde Batı’nın sömürgeci düzenini çökertebilecekti.
İşte Batı’nın gözünü korkutan o icraatlarından 4’ü!