Geçtiğimiz Mart ayının 19’unda, İstanbul’da Yıldız Sarayı yakınlarında düzenlenen bir selamlık sırasında, törenin sorumlusu, Osmanlı Sultanının namazdan sonra bir grup insanla birlikte beni de kabul edeceğini söyledi. Söylenen saatte yabancı diplomatları Sultana takdim etmekle görevli Münir Paşa ve resmî tercümanım Bay Gargiulo ile birlikte saraya girdikten sonra oldukça nazik bir şekilde karşılandım. İki saatten uzun süren konuşmamız sırasında Sultan Abdülhamid, Türk Hükümetinin Ermenilere yönelik eylemleri ile ilgili olarak, Amerika Birleşik Devletleri halkının bilmesini arzu ettiği bazı hususları benimle paylaştı. Geçtiğimiz yılın Haziran ayının 15’inde, ben Amerika’ya dönmeden bir gün önce, Sultan bu doğrultudaki isteğini bir kez daha iletti. Hükümeti ile olan resmî ilişki sona erdikten sonra da, kendisi tarafından iletilen mesajların uygun bir şekil ve zamanda ilgili taraflarla paylaşılacağına kaniydi. Kendisine verdiğim söze uygun olarak, evvela okuyucuya Sultan Abdülhamid’i, Contemporary Review dergisinin Ocak 1895 tarihli sayısından bir alıntı yaparak tanıtmak uygun düşecektir. Söz konusu makale, misyonerler tarafından Türkiye’deki en yetkin ve en bilge Amerikalılardan biri kabul edilen, İstanbul’da 20 yılı aşkın süre yaşamış bir din adamı ve eğitimciye aittir. O makalede yazar Sultan Abdülhamid’i şöyle anlatıyor.