Tarihçi Yazar Mehmed Niyazi Özdemir’in, “Ey Koca Osmanlı! Her nefis gibi sen de ölümü tattın. Lâkin ardında Kadir Mısıroğlu gibi bir evlat bıraktın!” hitâbının muhatabı Üstad Kadir Mısıroğlu’nu “Üstad” yapan, “Anadolu kıtası büyüklüğündeki dâva taşını, gediğine koymayı” nasip eden faaliyetlerinden biri de Sebil mecmuası ile yaptığı mücadeledir. Kadir Mısıroğlu’nun başyazarlığı ve imtiyaz sahipliğinde neşredilen Sebil mecmuası iki devre olarak yayın yapmıştır. Birinci devrede Ocak 1976 ile Nisan 1982 tarihleri, ikinci devrede ise Haziran 1988 ile Haziran 1991 tarihleri arasında neşredilmiştir. Birinci devre İstanbul’da basılan 249. sayı, ikinci devre Almanya-Limburg’da basılan 20. sayı ile son bulmuştur. Tirajı zaman zaman 50 bini geçen mecmua, 5 Haziran 1980 tarihli 230. sayıya kadar aralıksız ‘haftalık’ neşredilmiş, sonraki sayılar siyasî atmosfer ve Üstad’ın içinde bulunduğu maddî ve manevî sıkıntılar sebebiyle farklı tarih aralıklarında okuyucunun istifadesine takdim edilmiştir. “Her Şey Hak İçin” sloganıyla neşredilen mecmua “Haftalık Tarafsız, Siyasî, Edebî, Tarihî, İlmî Mecmua-Gazete” künyesiyle yola çıkmıştır. Kadir Mısıroğlu’nun hususiyle lisan davasını sahiplenen bir dil kullanılmış olup eskimeyen Türkçe kelimeler ağırlıktadır. Muhtevada Büyük Doğu, Serdengeçti, Sebilürreşad, Orkun gibi milliyetçi-muhafazakâr mecmuaların tesiri görülmüş ve benzer bir üslupla yayın yapılmıştır. Sebil’in siyasî çizgisi umumiyetle Millî Selamet Partisi’ne yakın olmakla beraber sağ cephe partileri MHP ve AP’yi de kucaklamayı hedeflemiştir. CHP ve sol zihniyete karşı ise sert ve acımasız bir tutuma sahiptir.