Lozan Konferansı sırasında Türk heyeti Musul’la ilgili hangi taleplerde bulundu?
Lozan Konferansı’nın 23 Ocak 1923 günlü oturumunda İsmet Paşa Musul’u isterken aşağıdaki gerekçeleri ileri sürmüştü:
- İngiltere, Musul konusunda ‘fetih hakkı’ prensibi ileri sürülemez iddiasından hareket etti. Çünkü Musul ateşkesten sonra ve bırakışma hükümlerine aykırı olarak işgal edilmişti. Bu sebeple hukukî olarak hâlâ Osmanlı İmparatorluğu’na, dolayısıyla Türkiye’ye aitti. Türkiye’nin bırakışmadan bu yana Musul üzerindeki hâkimiyet hakkından başka bir devlet adına vazgeçtiğine delil sayılabilecek bir davranışı olmamıştı. Türkiye’nin, hukukî olarak hâlâ kendisine ait olan Musul toprakları üzerinde bilgi ve iradesi dışında üçüncü taraflar arasında, vilâyet üzerinde manda idaresi kurulmasını da içeren hukukî düzenlemeler yapılması geçersizdir ve TBMM hükümetini bağlamamaktadır.
- Musul 11 asırdır Türklerce idare edilmektedir. Dolayısıyla tarihî olarak Türkiye’nin bir parçasıdır.
- Musul’un iktisadî ve ticarî bağları eskiden beri öncelikle Anadolu iledir. Denize çıkışı da, bilhassa demiryolunun yapılmasından sonra Basra Körfezi üzerinden değil, Akdeniz üzerinden gerçekleşmektedir.
- Musul vilâyeti, toprağın yapısı, iklimi ve genel coğrafî özellikleri bakımından Irak’a değil, Anadolu’ya benzemekte, Anadolu’nun coğrafî uzantısı niteliği taşımaktadır. Suriye, İran ve Anadolu arasındaki yol kavşağında yer aldığından Türkiye için büyük stratejik ehemmiyete sahiptir.
- Musul vilâyet nüfusunun büyük çoğunluğunu Türkler ve Kürtler oluşturduğundan vilâyet, Türk-Kürt nüfusunun ana bloğunun yaşadığı Türkiye ile birleşmelidir. Musul, Anadolu beşerî coğrafyasının uzantısıdır.
- Bütün bu gerekçelerin ötesinde asıl mühim olan nokta Musul halkının ne istediğidir. Musul halkı Irak ile mi, Türkiye ile mi birleşmekten yanadır? İsmet Paşa, bu sorunun cevabını öğrenmek için vilâyette plebisit yapılmasını teklif etti.
Devamı Derin Tarih Kasım Sayısında…