“Bu alma 4 olaydı / Karnıma dert olaydı / Boynuma vuran cellat / Keşke bir mert olaydı”. Bu, Kerkük’ün meşhur hoyratlarından birinin sözü. Ve Musul Kerkük bölgesinde yaşanan süreçte çekilen acıları resmediyor. Böyle çok hoyrat var Türkmen ilinde. Kuzey Irak’ta yaşayan Türkmenlerin bölgedeki varlığı 1265 yıl geriye uzanır. (Oğuzların İslamiyeti kabul ettikten sonra Türkmen diye anıldığını hatırlatayım.) Yani Türkler Anadolu’dan önce Kuzey Irak’a geldiler. Emevî hanedanının Oğuzlardan bir ordu kurduğu, onun yıkılmasını takiben Abbasîlerin aynı yolu seçtikleri biliniyor. Halife Harun Reşid’in muhafız birliği Türklerden oluşuyordu. Mutâsım döneminde de Oğuzlar Araplarla karışıp bozulmasın diye Halife Bağdat’ın yakınında Samarra şehrini kurup Türkleri burada iskân etmişti. Irak 1514’te Yavuz Sultan Selim’in hükümdarlığı sırasında Çaldıran Savaşı’yla tamamen Osmanlı ülkesine katılana kadar da bu topluluğun varlığı sürdü.
Bölge savaşla değil, Kürt asıllı meşhur din âlimi İdris-i Bitlisî’nin bizzat padişaha başvurup El-Cezire bölgesini himayesine almasını istemesiyle imparatorluğa iltihak edildi. Yine -eşkıyalık olayları ve bazı aşiret çatışmaları dışında- hemen hiçbir isyan çıkmadan dört asır Osmanlı idaresinde kaldı. Ta İstanbul çözülene ve İngiltere’nin başını çektiği Batılı güçler Osmanlı toprakları üzerindeki paylaşım kavgasında anlaşmaya varana kadar! Kerkük ve Musul, İngiltere ile Fransa’nın payına düşmüştü.
Devamı Derin Tarih Ekim Sayısında…