Kur’ân-ı Kerim’de mümin kadınlar ve erkeklerin birbirlerinin “evliyâsı”, yani gerçek dostları olduğunu belirtilirken her iki cinsi birlikte zikreden pek çok ayet bulunmaktadır. Bu ayetler ilk dönem İslam toplumunda kadın ve erkeklerin tevhid ve tebliğ mücadelesini birlikte vermiş oldukları gerçeğiyle beraber düşünüldüğünde birlikteliğin günlük hayatın her alanında vâki olduğu şeklinde bir kanaat oluşabilir. Bunun hakikate uygun olup olmadığı tarihî veriler ışığında incelenmelidir. Her toplumu kendi dönem ve şartları ile değerlendirmek de bir zorunluluktur. Bugünün değer yargıları veya ideal anlayışıyla o günkü Arap toplumuna yönelik beklenti içerisinde olmak bizleri yanlış sonuçlara götürecektir.
Hz. Peygamber (sas) ve dört halife dönemlerinin siyasî hayatında kadının yerine dair bir soru sormadan önce aynı alanda kadının bugün nerede olduğunu sormak gerekir. Kadına seçilme hakkı verilmesinin üzerinden henüz bir asır geçmemişken 14 asır önceki Arap toplumunun siyasî hayatında kadının yerinden günümüz algılarıyla bahsetmek pek sağlıklı olmayacaktır. Burada söz konusu olan İslamın değil, dönemin ve toplumun şartlarıdır.
Devamı Derin Tarih Nisan Sayısında…