Sykes-Picot Anlaşması ile asıl gaye petrol bölgelerinin paylaşılması mıydı?
Bugünden baktığımızda şaşırtıcı gelebilir ancak bu anlaşmanın petrolle bir ilgisi yoktu. İngilizler adına öncelikli olan Avrupa ve Hindistan arasındaki ticaret yolu üzerindeki denetimin tahkimiydi. Fransızlarsa Doğu Akdeniz’de bir varlık tesis etmek niyetindeydi.
Anlaşma imzalandıktan iki yıl sonra, 1918’de İngilizler Irak’taki petrol rezervlerinin ne kadar muazzam olduğunun farkına vardılar. Sözkonusu petrol bölgeleri, Mark Sykes’ın François Georges-Picot’ya bıraktığı topraklarda yer alıyordu.
Savaş bittikten sonra Fransızlar Alsace Lorraine’i Almanlardan geri almak için İngiltere’nin yardımına muhtaçtı. İngiltere Başbakanı Lloyd George Fransızların kendilerine ihtiyacından hareketle Musul ve Filistin’in İngiltere’ye verilmesini talep etti. Fransa Başbakanı Georges Clemenceau taleplerin her ikisini de kabul etti. Bu sebeple modern Suriye ve Irak arasında halen geçerli olan sınır, Sykes ve Picot’nun 1916 yılında anlaştıklarının aksine düz bir hat izlemez.
Kitabınızda Mark Sykes’ın Osmanlı Devleti’nin parçalanması için Fransa ile anlaşmaya varılması gerektiğine inandığını söylüyorsunuz. İngiltere Fransa’yı buna ikna etmekte zorlandı mı? Yoksa çıkarlarının Osmanlı Devleti’nin parçalanması noktasında uyuştuğunu söyleyebilir miyiz?
Kıdemli Fransız politikacılar başlangıçta Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanmasına karşıydı. Bununla birlikte Fransız hükümeti bünyesindeki yüksek nüfuzlu emperyalistler grubu, Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanmasını, kendilerinin Akdeniz’de yeni topraklar kazanmasına imkân sağlayacak bir fırsat olarak görüyordu. İngilizlerin savaşın ardından Ortadoğu’nun önemli bir bölümünü kontrol altına almaya dönük gizli planları olduğu ortaya çıkana dek sözü geçen emperyalistler çok küçük başarılar elde edebildi. Fransızlar konuya dair daha net bir tutum benimsemeye başlayınca İngilizler Fransızlarla müzakereleri başlatmaya mecbur kaldılar.
Devamı Derin Tarih Kasım Sayısında…