Galiplerin anlatımının 100 yıl sonra dahi baskın çıkması, Osmanlıları doğru kavramamızı engelliyor. Baskın İngiliz tarih anlatımı, Çanakkale örneğinde sıkça rastlanıldığı gibi, Osmanlıların Kûtu’l-Amâre zaferi hususunda da gözden kaçırılmaması gereken eksiklik, saptırma ve izahat boşluklarıyla maluldür. Bu bakımdan Kûtu’l-Amâre zaferinin tarihimizdeki yerinin hakkıyla kavranabilmesi, nasıl ve niçin cereyan ettiğinin anlaşılabilmesi için öncelikle Kût’u 1. Dünya Savaşı bağlamındaki doğru yerine oturtmak, ardında duran ana oluşumları doğru tahlil etmek gereklidir.
Ne var ki, galiplerin anlatısı hemen hiç gözden geçirilmeksizin nesilden nesile aktarılmış, bir kere baskın çıkan hep baskın kalmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun modern dünyayı doğurmuş bu savaştaki yerini gerçekten doğru teşhis etme yönünde bir istekliliğin olmaması, bu metodolojiden uzak, yanlış ve yanlı anlatının iyice yerleşmesine yol açmış bulunuyor. Bu yüzdendir ki, şimdi tam bir asır sonra dahi galipler ne derse ona inanmamız bekleniyor. Daha da kötüsü, ülkemizde de çoğunluk bu anlatıma inanıyor.