İslam dini özelde tebliğin ilk muhatapları olan Araplarda, genelde diğer toplumlarda reformlar yapmak ve sosyo-kültürel dönüşümü gerçekleştirmek için bir eğitim ve öğretim sistemini hedeflemişti. Sistemin kurucusu Hz. Peygamber (sas) kendisinin Allah tarafından bir muallim olarak gönderildiğini ifade etmiştir (İbn Mâce, Mukaddime 17). Dolayısıyla tebliği boyunca Allah Resulü’nün uygulamalarının neredeyse tamamını bir eğitim-öğretim faaliyeti olarak değerlendirmek mümkün. Esasen Kur’ân’da da onun ilâhî tebliğ görevinin bir eğitim-öğretim işi olduğu açıkça vurgulanır (Bakara, 2/129).
Hz. Peygamber’in eğitim-öğretim uygulamalarındaki asıl faaliyetinin, gerçek iktidarın ortaya çıktığı Medine döneminde gerçekleştiği bilinir. Nitekim Medine’ye gelir gelmez içinde vakit namazlarının kılınabileceği ve İslamî eğitim-öğretim faaliyetlerinin yapılabileceği bir mekânın inşasına girişmişti. Bu maksatla yapılan Mescid-i Nebevî üç bölümden meydana gelir. İlki namaz kılmaya tahsis edilen geniş bir salon, ikincisi okul olarak kullanılan ve Suffe veya Zulle (üstü kapalı yer, gölgelik) denilen bölüm, nihayet Allah Resulü’nün ikametgâhı olarak düşünülen odalar… Mescid’in yanında inşa edilen Suffe, İslamdaki ilk düzenli eğitim faaliyet merkezi kabul edilir.
Devamı Derin Tarih Nisan Sayısında…