Fatih Sultan Mehmed’in Osmanlı tarihinde istisnaî bir yeri vardır. Büyük hakan bu yeri büyük fetih sayesinde edinmiştir elbette. İstanbul’un fethi sadece Osmanlı tarihi açısından değil, dünya tarihi açısından da etkileri hâlâ devam eden büyük bir hadisedir. Büyük fetih tarihî-politik yönleriyle fazlasıyla ele alınmış fakat fethin Fatih Sultan Mehmed için ne ifade ettiği, bu başarının onun psikolojisindeki yeri ve önemi üzerinde fazla durulmamıştır.
Fethin siyasî, coğrafî, dinî ve iktisadî yönleri olduğu tabiî ki inkâr edilemez. Bu yönlerin Sultan II. Mehmed’in fetih motivasyonunda rol oynadıklarını biliyoruz fakat daha şahsî, daha içsel (intrapsişik) birtakım motivasyon unsurlarının da olabileceğini düşünebiliriz. Tarihe psikolojik bir perspektiften baktığımızda bizi böyle düşünmeye iten bazı ipuçlarının da olduğunu belirtelim. Bu ipuçlarını gösterebilmek için fetihten geriye, Sultan II. Mehmed’in henüz Fatih olmadığı, hatta sultan olmadığı zamanlara gitmemiz gerekiyor.
Geleceğin Fatih’i henüz küçücük bir çocukken zekâsıyla dikkat çekmektedir. Aktarıldığına göre, bu zekâ erken çocukluk ve delikanlılık yaşlarında kendini daha ziyade asilik ve haylazlık şeklinde göstermiş, hocası Molla Gürani’yi biraz zorlamıştır. Fakat kısa sürede bu zekâ doğru bir akış yoluna sokulmuş, akranlarına göre şehzade Mehmed çok erken yaşlarda ilim, irfan, sanat, siyaset konularına yönelmiş ve bu alanlarda şaşırtıcı derecede vukuf sahibi olmuştur.
Devamı Derin Tarih Mayıs Sayısında…