Arap milliyetçiliği üzerine çalışan pek çok tarihçi, 1. Dünya Savaşı sırasındaki Türkçülük hareketinden söz eder. “Bu hareketi yöneten İttihat ve Terakki Cemiyeti II. Abdülhamid yönetimine karşı inkılap yapmış, 1908’den 1918’e kadar Osmanlı yönetimini teslim almış ve Arap ve Türklerin dahil olduğu unsurları bir araya getiren Osmanlı bağı yerine Türk milliyetçiliğini öne çıkarmıştır” görüşlerini savunur. Bu durum, Arapların savaştan önce ve savaşın patlak vermesinden sonra, yöneldikleri adem-i merkeziyetçilik, özerk yönetim ve tam bağımsızlık taleplerine daha az önem verilmesi sonucunu doğurmuştur.
Türk Derneği, Türk Yurdu, Türk Ocağı gibi Türk milliyetçilerinin kurduğu hususi Türkçü dernek ve cemiyetler Türklerin genel olarak tarihte, özel olarak da Osmanlı tarihindeki üstünlüğü iddiasına vurgu yapar. Ancak ilk Arapçılık hareketinin öncülerinden olan Salâhaddîn el-Kâsımî az bilinen bir makalesinde şöyle der: “Bu derneklere bağlı Türk gençleri; Osmanlı’nın, sadece diğer unsurlarına hakim olmayı ve onlara ikinci sınıf muamele etmeyi ya da sadece kendilerinin yönetimde olmalarını hedeflemediğini, aynı zamanda özellikle Osmanlı Avrupa’sındaki gençlerin kendilerine has milliyetçi oluşumlar kurduğunu ve bunların büyük bir kısmının Osmanlı’dan kopmayı başardığını, diğer Avrupa ülkelerinin desteğiyle yeni devletler kurduğunu fark etmiştir. Bundan dolayı Türk milliyetçisi gençler, devlet çatısı altında kalmaya devam eden her bir unsurun, bizzat kendisini, bütün unsurları bir araya toplayan Osmanlı bağının ötesine çıkarması gerektiğini düşünmüştür.”
Devamı Derin Tarih Ocak Sayısında…