UNESCO’nun 1955 yılını dünyada “Mevlana Yılı” ilan etmesiyle Türkiye’de ilk defa Hazreti Mevlânâ’nın vefat ettiği gece olan 17 Aralık’ta Düğün Gecesi anlamına gelen Şeb-i Arus ihtifali başlamıştır. Bir yıl sonra, modern dönemde Saraybosna’da Mesnevî dersleri geleneğini ihya eden Hacı Muyaga Merhemiç Efendi’yi Makedonya’dan tarihçi ve yazar Abdurrahman Mehmed Efendi Bakiç ziyarete gelir. Yanında getirdiği, Türkiye’de ilk defa yapılan Şeb-i Arus ile ilgili haberlerin yer aldığı gazeteleri de kendisine gösterir. Bunun üzerine Hacı Muyaga Efendi, “1462 senesinden beri Hazreti Mevlânâ’nın Mevlevihanesi olan bir şehirde yaşıyoruz. Mesnevi’den yaptığımız derslerin yanına bu tarihî ve kültürel günü de geleneğimize sokmalıyız” demiştir. Saraybosna’da Şeb-i Arus ilk defa 17 Aralık 1957 tarihinde Hacı Muyaga Efendi’nin evinde yapılmıştır. 1957 ve 1958 senelerinin Şeb-i Arus’u da yine onun evinde gerçekleşmiştir. 1959 senesinin Mart ayında Hacı Muyaga vefat edince o yılın ve bir sonraki yılın Şeb-i Arus ihtifali Hacı Muyaga Efendi’nin kızı Hafız Mula Hanım’ın isteği ve izni ile yine merhumun evinde yapılmıştır.
1961, 1962 ve 1963 yıllarında Şeb-i Arus programları Yediler Camii’nde; 1964 yılında Nakşibendi Tekkesi olan Nadmlini Tekkesi’nde; 1965, 1966, 1967 senelerinde Vekilharç Hacı Mustafa Camii’nde; 1968 yılında Hafız Mula Hanım’ın evinde; 1969 senesinde Hacı Sinanova Kâdiri Tekkesi’nde; 1970 senesinde Yediler Camii’nde; sonraki sekiz yıl (1971-78) Ferhadiye Camii’nde; ardından üç yıl (1979, 1980 ve 1981) Hacı Sinanova Tekkesi’nde; 1982-90 yılları arasında Küçük Katip Camii’nde ihya edilmiştir. 1991 yılından bu güne kadar ise eskiden cami, günümüzde Nakşibendi tekkesi olan Başçarşı’nın biraz yukarısındaki Potok Tekkesi’nde düzenli olarak tören yapılmaktadır.
İlk yıllarda Hacı Muyaga Merhemiç’in evinde gerçekleştirilen Şeb-i Arus programlarına yatsı namazından sonra Kur’an-ı Kerim’den bir Aşr-ı Şerif ve Şems-i Tebrizi’nin Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed’i (sas) öven Nât-ı Şerif’i okunarak başlanırdı. Bunların ardından, Eşref Kovaçeviç tarafından Boşnakçaya çevrilen Şeb-i Arus Gazeli okunur; hatim duasının ardından sonra Mesnevi’den kısa bir ders yapılarak program nihayete ererdi. Saraybosna’da sema ve Mevlevî ayini icra olunmadan yapılan bu Şeb-i Arus ihtifalleri Hacı Muyaga Efendi’den sonra Mesnevihanlık görevini icra eden, aynı zamanda bir Kâdiri şeyhi olan ve Gazi Hüsrev Bey Kütüphanesi’nde eski eserler uzmanı olarak çalışan büyük âlim ve şeyh Feyzullah Efendi Hacıbayriç tarafından bir akademiye dönüştürülmüştür. Böylece o yıl yayımlanmış olan dinî ve tasavvufî eserlere ve makalelere dair birkaç bildiri de sunuldu. Ayrıca, o yıl içinde Bosna Hersek’te vefat eden tekke mensuplarının adı hatim duasında anılmaya başlandı.