Türklerin Doğu Akdeniz’deki mücadelesi Kudüs’e hâkim olmak amacıyla başladı. Doğu Akdeniz’deki Türk egemenliği 878 yılına kadar geri gider. Tolunoğlu Ahmed 868’de Mısır’da kurduğu devletin sınırlarını 10 yılda Kudüs’ü kapsayacak şekilde genişletmeyi başarmıştı. Daha sonra İhşîdîlerin kurucusu Muhammed b. Tuğç da Kudüs’e ehemmiyet göstermiştir.
Fâtımîlerin bir asır süren hâkimiyetleri sırasında da Kudüs, cazibesini korudu. Atsız b. Uvak Fatımîleri uzaklaştırarak (1071) Kudüs’te Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan adına hutbe okuttu. 1099’da Haçlıların işgaline uğrayana kadar Kudüs, Fâtımîler ile Büyük Selçuklular arasında el değiştirdi.
Papa II. Urbanus’un çağrısıyla, keşiş Pierre L’Ermit önderliğinde 1 Ağustos 1096’da harekete geçen Haçlı ordusu üç yıl süren yolculuk boyunca geçtikleri kentleri yağmaladılar, katliamlar gerçekleştirdiler. İstanbul’a geldiklerinde İmparator I. Aleksios bu gözü dönmüş ordudan korkmuş, ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra onları Kudüs’e sevk etmekte bulmuştu çareyi.
7 Haziran 1099’da Kudüs önlerine gelen Haçlılar karşısında Fâtimîler fazla direnemeyince şehir düştü. Haçlılar Kudüs’te acımasız bir katliama giriştiler. Yahudi ve Müslümanlar kılıçtan geçirildi. Sinagoglar, içlerine sığınan insanlarla birlikte yakıldı. Kubbetü’s-Sahra yağmalanarak tepesine bir haç dikildi. Mescid-i Aksa’ya sığınan Müslümanlar vahşice katledildi.
Haçlıların Kudüs’ü kuşatması ve ardından kurulan Haçlı devletlerinin İslam topraklarının kalbinde 200 yıl hüküm sürmesi Müslümanlar arasındaki parçalanmanın bir neticesiydi. İslam dünyası Şii Fâtimîler ve Sünnî Abbasiler arasında bölünmüş, daha sonra bu mücadeleye Selçuklular dahil olmuştur. Fâtımîlerin Haçlılardan rövanş alma imkânı olmadı ancak Fâtimîleri yıkan
Nureddin Zengî Avrupalı işgalcilerle ciddi bir mücadeleye girişecekti. Nureddin Zengî 1144’te Edessa (Urfa) Haçlı Kontluğuna son verdi. Bunun üzerine 2. Haçlı Seferi düzenlense de başarısızlıkla sonuçlandı. Böylece Nureddin Zengî’nin bölgedeki hâkimiyeti pekişti. Mayıs 1174’de kurucusu vefat edince Zengîler devleti güçlü komutan ve valiler arasındaki iktidar mücadelesiyle parçalandı. Mücadeleden galip çıkan isim Selâhaddân Eyyûbî olmuştu. 1187 baharında Selâhaddîn Eyyûbî, Kudüs’ü ele geçirmek için ordusunu Havran’da topladı ve 4 Temmuz günü Hıttin’de Kudüs Kralı Guy karşısında büyük bir zafer kazandı.
Bu savaşta Kudüs Krallığı’nın askerî gücü büyük ölçüde ortadan kaldırıldı. Zaferin ardından Taberiye, Akka, Nablus, Yafa, Sayda, Beyrut, Cübeyl, Askalan ve Gazze art arda fethedildi. Bundan sonraki hedef Kudüs’tü. Nihayet 20 Eylül 1187’de kuşatılan şehir, Ekim ayının başında teslim oldu. Fetih sonrasında Kubbetü’s-Sahra’nın tepesindeki haç kaldırıldı ve Mescid-i Aksa için Nureddin Zengî tarafından hazırlanan minber yerine konuldu.
Devamı Derin Tarih Kasim Sayısında…