Kudüs fethinin şifrelerini hayatının içinde saklayan mücahit Sultan, 55 yıllık kısa ömrüne 100 yıllık icraatları sığdırdı. Hayatı, şu üç kelimenin derin mânâsı içinde özetlenebilir: İlim, Cihad, Devlet. Çocukluk ve gençliği ilim meclislerinde, Kudüs hasreti ve Mescid-i Aksa sevdasıyla geçen Selahaddin Yusuf’un, birlikte çıktıkları Mısır seferinde amcası Şirkuh’un vefatından sonra Fatımî veziri olması çok önemli bir merhaledir. Tabii ki babası Necmeddin Eyyub’un dostu İmadüddin Zengi ve oğlu Nureddin Zengi’nin iltifat ve teveccühleri, Selahaddin’in (1138-93) askerî ve siyasî geleceği açısından çok önemli bir destektir. Fatımî hilafetinin ve devletinin ilga edilmesi, onu görünüşte Zengi’nin naibi yapmış ama gerçekte Mısır Sultanı olarak ona Hicaz, Yemen ve Mağrib gibi geniş bir coğrafyada devlet idaresi tecrübesi kazandırmıştır. 1174 yılında Nureddin Zengi’nin vefatı Selahaddin Eyyûbî için bir dönüm noktası olur. Ufku geniştir, hedefi büyük bir sultan olmaktır. Mevcut topraklardaki hâkimiyetini kendine, kardeşlerine ve oğullarına kâfi görüp Filistin, Suriye ve Irak’taki zor ve yıpratıcı mücadeleye hiç girişmez önceleri. Çünkü Nureddin Zengi’nin 11 yaşındaki oğlu Melik es-Salih Halep’te, kardeşi Seyfeddin Gazi ise Musul’da hâkim durumdadır.
Devamı Derin Tarih Mart Sayısında…