Farklı kültürel ve siyasî bağlamların, farklı oryantalizmler ürettiğini gözden kaçıran Edward Said’in, sömürgeciliğin ön karakolu olarak nitelendirdiği oryantalizmi İngiliz ve Fransız ekolleriyle sınırlandırması Almanca üretilen metinlerin gözden kaçmasına sebep olmuştur. İbn Haldûn’un eserleri üzerine ciddi çalışmalara imza atan şarkiyatçı Alfred von Kremer de Almanca konuşmayan dünyanın alâka ve dikkatinden hayli uzakta kalan isimlerden biridir. Neden İbn Haldûn’a yoğunlaşmıştı? Ona hayran bir diplomat olarak Batılılığından taviz verebildi mi? İslâm medeniyetine kültür tarihçiliği çerçevesinden yaklaşması ne anlama gelir ve bu çalışmalar şarkiyatçılığı ne yönde etkilemiştir? Birlikte okuyalım…
Devamı Derin Tarih Ocak Sayısında…